Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Maddi Kalkınma ve Ahlâkî Bozukluk Semûd halkı ve milleti hakkında Kur'ân-ı Kerîm'de birçok yerde ayrıntılı açıklamalar yer almıştır. (Bkz. A'râf; 73-79, Hûd; 61-68, Hicr; 80-84, Neml; 45-53, Zâriyât; 43-45, Kamer; 23-31, Hâkka; 4-5, Fecr; 9 ve Şems; 11). Bunlardan, Âd kavminden sonra şan ve şöhret kazanan milletin Semûd olduğu anlaşılıyor. Nitekim, yukarıdaki A'râf sûresinde aynı ifadeleri bulmaktayız “Âd kavminden sonra sizi hükümdâr yaptığını...” Fakat, maddi kalkınma, zenginlik, rahatlık ve bolluk Âd kavmini nasıl bozduysa, Semûd halkını da kötü yönde etkilemekten geri kalmadı. Yani, bir yandan hayat seviyesi yükselirken bir yandan da ahlâk düzeyi ve insanlık alçaldıkça alçaldı. Bir tarafta, şehirlerde göz kamaştırıcı binalar ve saraylar inşa ediliyor, dağlarda ve mağaralarda kayalara şekiller veriliyor, san'at eserleri ortaya çıkarılıyordu; diğer tarafta ise, toplumda şirk ve putperestlik yerleşiyor, eşitsizlik, adaletsizlik ve zulüm körükleniyor, milletin en kötü insanları iktidar koltuklarından ahkâm kesiyor ve yüksek sınıf büyüklük ve üstünlük kompleksiyle böbürleniyordu. Hz. Sâlih'in Hakka daveti ancak aşağı sınıftakilerin bir bölümünü etkileyebildi. Yüksek sınıftakiler ise bunu hakaretle reddettiler.
Sayfa 347Kitabı okudu
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Hamd Allah’a mahsustur. Ben sadece O’na hamd eder, O’ndan yardım ister, O’na iman eder ve yalnız O’na tevekkül ederim. Şahitlik ederim ki Allah’tan başka herhangi bir ilah yoktur. O birdir ve hiçbir ortağa sahip değildir. Kesinlikle bilin ki ileriye gönderilen bir gözcü, kendisini görevlendiren kimselere karşı asla yalan söylemez. Kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayan Allah’a yemin ederim ki ben sadece sizlere değil, bütün insanlara gönderilmiş bir elçiyim. Allah’a yemin ederim ki uyur gibi öleceksiniz ve uyanır gibi diriltileceksiniz. Hepiniz hesaba çekileceksiniz. Daha sonra da ebedi olarak Cennete ya da Cehenneme konacaksınız.” Belâzurî, Ensâbu’l-Eşraf, 1/118; ibnu’l-Esîr, el-Kâmil fi’t-Târih, 2/61.
Sayfa 207Kitabı okudu
Reklam
İbn-i Kayyim (rahimehullah) “Yalnızca Sana ibadet eder, yalnızca Senden yardım dileriz” (1/Fâtiha 5) ayetinin 6 özelliği kapsadığını belirtir: 1- Yalnızca Allah’a kulluk etmek, 2- O’nun emrine ve insanlar için tayin ettiği yaşama tarzına uymak, 3- Heva ve hevese kul olmamak, 4- Beşerî görüşlere, fikirlere, onların hükümlerine ve izlerine tabi olmamak, 5- Allah’a kulluk hususunda yalnız O’ndan yardım istemek, 6- Bu hususta ne kendisinin, ne de başkasının güç ve kuvvetinden (Allah’tan başka hiç kimseden) yardım istememek.” (İbn-i Kayyim, Medâric, 1/54)
Sayfa 171Kitabı okudu
Allah âlemlerin Rabbidir
İnsanların bireysel ve toplumsal hayatlarında söz sahibi olan veya olmaya çalışan, bu özellikleriyle de Kur’ânî bir ifade olarak “Rabblik davasına kalkışmış” olan kişi veya kişiler; ancak yeryüzünün bir kısmında sözlerini geçirebilirler, sultaları ancak yeryüzündedir. Dolayısıyla onların Rablik davasına kalkışmalarına neden olan güçleri ve imkanları sınırlıdır. Halbuki Allah böyle değildir. Sadece yeryüzünün bir kısmında veya tamamında veya güneş sisteminde veya samanyolunda veya maddi varlıkların tamamı üzerinde değil, bütün bunların yanı sıra madde dışı varlıklar üzerinde de güç sahibidir. Çünkü hepsinin yaratıcısı ve sahibidir. Bu ve diğer başka nedenlerle tüm bunlar üzerindeki yegane otorite O’dur. O bütün bu âlemlerin Rabbidir.
Sayfa 169Kitabı okudu
Evet, Diyanet bir projedir. Camiler birer projedir. Minberler halkı dinle uyutmak ve sistemi din adına meşrulaştırma araçlarıdır. Şu bir gerçektir ki bugün tevhide davet edilen toplum, tehvid davetine şiddetle karşı çıkmaktadır. Temel gerekçeleri de şudur: "Bunca yıldır camiye gidiyorum, hocadan bu sözleri hiç duymadım." İnsanın yaratılış gayesi ve batıl rejimlerin korkusu olan tevhidi öyle ustalıkla gizlemişler ki toplum tevhidi din dışı sapkın bir cereyan zannetmektedir. Diyanet'in varlığı dahi toplum ile tevhid daveti arasında duvarlar oluşturmaktadır. Batıl ehli vazifesini yapıyor. Allah'a karşı haddini aşarak "Dine karşı din" projesiyle, insanları Allah'ın yolundan alıkoyuyor.
Tabi ki şeytanın en büyük aldatması olan "Bu toplum Müslimdir, bu toplumun ahlak ve tezkiyeye ihtiyacı vardır." gibi sözler hakikatten oldukça uzak sözlerdir. Bu zihniyette olan insanlar ya şirkin ne olduğunu anlamamış ya da anlamamazlıktan gelmişlerdir… Zira tevhid, şirkin zıddıdır. Bir yerde şirk varsa orada tevhid daveti olmalıdır. Bir toplum Allah'a (cc) şirk koşuyorsa onların davet edilmesi gereken tek şey "Lailaheillallah"tır.
Reklam
Namaz önemlidir; olmazsa olmaz ibadettir. Çünkü, Allah'ı tevhid etmenin eyleme dönüşmüş biçimini temsil etmektedir.
İnsan, sanki ilk ve son insan kendisiymiş gibi, Allah'a inancını tazelemelidir.
Sayfa 166Kitabı okudu
Görünüşte parlak fakat içinden çürümüş, ruhunu ve karakterini kaybetmiş halde bulunmak ne kötü bir durumdur.
Sayfa 164Kitabı okudu
156 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.