Tolstoy ve Abduh’un mektupları: Tek Tanrı’nın özgür kulları
Ayn Şems - Kahire - 8 Nisan 1904 Sevgili Saygıdeğer Mösyö Tolstoy; Şahsınızı tanıma ayrıcalığına sahip olamadık ama bu ruhunuzu tanımamıza engel değildi. Düşünceleriniz bize ışık oldu. Öyle ki düşünce güneşiniz sizin ve diğer akil insanların ufuk çizgisinde parlıyor. Allah, insanlığı, fıtratla uyumlu olma sayesinde hidayete yönlendirmiştir. Ve
Benim'de akibetimi ümmetin hatunlarına analarına benzet YA RAB YA RAB
KADIN... RABB'in bir diğer cinse emanet ettiği, ADEM'in gönlü sekine bulsun diye yaratılan HAVVA'sı… Eşine eş olan, yar olan, yardımcı olan, gönlünü huzurla dolduran, evini yuva yapan, çocuklar doğurup büyüten, merhamet abidesi, şefkat pınarı, ALLAH’ın bir diğerini tamamlasın diye yarattığı nimeti… Bir cam kadar kırılgan ve şeffaf, hassas ve
Reklam
DAVA KADINI: İlim okuyandır.. DAVA KADINI: İslam dinini delilleri ile öğrenerek Tevhid'i kavrayıp güçlü bir iman ile yaşayan ve çevresindeki insanları da buna davet edendir.. DAVA KADINI: İhlasa önem verendir.. DAVA KADINI: Çokça tefekkür edendir.. DAVA KADINI: Bid'dat ve hurafelere karşı çok dikkatli olandır.. DAVA KADINI: Her işinde
Bla Bla Car diye bir uygulama var, uzun zamandır kullanıyorum şehirlerarası yolculuk yaparken. Hem daha uygun hem de daha samimi geliyor bana. Dün Eskişehir'den Bursa'ya gelirken yine bu uygulama ile geldim. Şoför Tatar kökenli Alevi diğer yolculardan biri Azeri kökenli Selefi diğeri de Özbekistanlı hafız bir kardeşti. Uluslararası kültür yolculuğu gibi 2 saatte 1400 yıllık bütün problemleri konuştuk. Nihai sonuç olarak şuna vardık ki kimse başkalarından duyduğumuz kadar bizlere uzak değil. Bediüzzaman'ın dediği gibi 'her ikinizin Hâlıkınız bir, Malikiniz bir, Mâbudunuz bir, Râzıkınız bir—bir, bir, bine kadar bir, bir. Hem Peygamberiniz bir, dininiz bir, kıbleniz bir—bir, bir, yüze kadar bir, bir. Sonra köyünüz bir, devletiniz bir, memleketiniz bir—ona kadar bir, bir. Bu kadar bir birler vahdet ve tevhidi, vifak ve ittifakı, muhabbet ve uhuvveti iktiza ettiği ve kâinatı ve küreleri birbirine bağlayacak mânevî zincirler bulundukları halde, şikak ve nifâka, kin ve adâvete sebebiyet veren örümcek ağı gibi ehemmiyetsiz ve sebatsız şeyleri tercih edip mü'mine karşı hakikî adâvet etmek ve kin bağlamak, ne kadar o rabıta-i vahdete bir hürmetsizlik ve o esbab-ı muhabbete karşı bir istihfaf ve o münasebât-ı uhuvvete karşı ne derece bir zulüm ve i'tisaf olduğunu, kalbin ölmemişse, aklın sönmemişse anlarsın.
Tevhid Davetinin iki cüzü;
🎈Günümüzde bu Yüce kelimeyi ( lâ ilâhe illallah) pratik hayata aktarmak ise Ancak şu şekilde Mümkün olabilir. Öncelikle "La İlahe..." diyerek Allah'ın şeriatına muhalif kanunlar çıkaran tağutları, onların kanunlarını, hayatlarını bu beşeri kanunları uygulamak, korumak ve insanların bu Kanunlara itaat etmesini sağlamak adına harcayan Asker, polis ve diğer yardımcılarını Tekfir etmek, onlara buğz etmek ve onlardan teberri etmek gerekir. 🎈"...İllallah" diyerek ise terbiye edip yöneten, ibadet edilen, Kanun koyucu ve hakim olarak sadece Allah'tan razı olmak gerekir. Kişinin kalbini Allah'ın hükümleri ile Ferah bulması Allah'ın hükümlerine karşı hiçbir sıkıntı taşımaksızın tam bir teslimiyetle teslim olması, Allah'ın hükümleri ile hükmetmeye davet eden Tevhid sancağını yükseltmek için cihad eden muvahhidleri ve yardımcıları sevmesi Onlarla aynı saflarda olması zaferlerini ve şereflerini istemesi gerekir.
Allah’a Dost Kullar
Eğer senin zamanında yaşayan veliye yardım etmezsen, yüce Allah yardım eder, onu yüceltir, kendisinden başka herkesten müstağni kılar, dostunu kimseye muhtaç etmez. Kim onun sohbetine girerse ancak kendi nefsine fayda verir. Böyle bir veliyi, ailesi ve diğer insanlar inkâr ettiğinde, Allah Teâlâ ona yardım eder. Bu, Cenâb-ı Hakk’ın geçmişte bütün velilerine uyguladığı bir kanunudur. Gerçekten yüce Allah’a yönelen kimseler, avam tarafından hoş görülmezler; insanlara yönelenler ise makbul ve hayırlı kimse olarak karşılanır. Kim kesin olarak yüce Allah’ın seçkin velilerine katılırsa halk onu inkâr edip yadırgar. Allah Teâlâ onu kendi ve kalbiyle birlikte halkın arasından çıkarır; Allah ile ünsiyet (muhabbet ve huzur) makamına dahil eder, kendisinden başka her şeyden kalbini soğutur. O zaman kul, kalbine, “Korkma, şüphesiz Allah bizimle beraberdir!” der. Allah Teâlâ onun üzerine sekînet, huzur ve desteğini indirir; ona tevhid nurlarıyla yardım eder. Böylece yüce Allah, inkârcıların söz ve davalarını alçaltır, Allah’a davet edenlerin söz ve davalarını yüceltir.
İbn Acîbe el-Hasenî
İbn Acîbe el-Hasenî
(rah.a) - el-Bahrü’l-Medîd
Reklam
276 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.