Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Müslüman bir kimsenin eşya hakkında iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış şeklinde bir hüküm vermesi için tek bir ölçü vardır ki o da Kur'an ve Sünnet'tir.
Kimin elinde güç varsa...
Zira böyle memleketlerde asıl olarak güç, sermaye sahiplerinin elindedir. Her seçim döneminde partiler bu sermaye sahiplerine ve medya patronlarına yakın olmak zorundadırlar. Özellikle medya gücünü arkasına alamayan bir partinin seçim kazanması, pek mümkün görünmemektedir. Zira halkı yönlendiren bu noktada medya olmaktadır.
Reklam
Herkes kendi mülkünde dilediği gibi tasarruf eder ve köleler efendilerinin mülküne ve tasarrufuna ortak olmazlar. Bu kainat da Allah'ın (svt) mülküdür. O mülkünde dilediği gibi tasarruf eder, dilediği şekilde hükmeder. O'nun kölesi konumunda olan kulları ne Allah'ın mülkünde O'na ortak olabilirler ne de Allah'la beraber tasarrufta bulunurlar. Yani YARATMA ve HÜKMETMEDE Allah tektir, ortak kabul etmez."
Cahiliyenin tarihsel bir süreçten ibaret olmadığını görüyoruz. Cahiliye, bir olgudur. Geçmişte yaşanmış olan bu olguyla, bugün de yarın da yine karşılaşılacaktır. Cahiliyenin niteliği, İslam'la çelişme, İslam'a karşı olmadır.
Rabbimiz Nisa suresinde kendi hükümleri dışında hükümlere sahip olanları açıkça tağut diye isimlendirmiştir: "Sana indirilene ve senden önce indirilene gerçekten inandıklarını öne sürenleri görmedin mi? Bunlar, tağutun önünde muhakeme olmayı istemektedirler; oysa onlar onu reddetmekle emrolunmuşlardır. Şeytan da onları uzak bir sapıklıkla sapıtmak ister." ••Nisa,60 Tağut, Allah'a karşı haddini aşan her varlıktır.
Reklam
Cahiliye ??
"Yoksa istedikleri, cahiliye düzeni midir? Kesin inançlılara göre Allah'ın düzeninden, Allah'ın verdiği hükümden daha iyisi düşünülebilir mi hiç?" //Maide,50 Cahiliyenin anlamı bu ayette belirgin bir biçimde ortaya konuluyor. Cahiliye -Allah'ın belirttiği, Kur'an da ifade edildiği üzere- insanların insanlar için hüküm belirlemesi, insanın insana köle kılınması, Allah'a kulluğun bırakılması, Allah'ın ilahlığının reddedilmesi ve de buna karşılık, kimi insanların ilah kabul edilmesi ve -Allah'a değil- onlara tapılmasıdır. •Seyyid Kutub•
Demokrasilerde İdarecilerin Parlamento Önünde Sorumlu Oldukları Yalandır!
Özellikle içinde yaşadığımız Türkiye'de parlamento karşısında bugüne kadar sorumlu olup hesap veren bir milletvekilinin varlığına şahit olmak neredeyse mümkün değildir. Diğer taraftan parlamenterler oldukça güçlü bir dokunulmazlığa sahiptirler. Bu dokunulmazlık zırhı içinde idareciler her türlü suçu göz göre göre işlerler. Halkın malını ve mümkünü sorgusuz sualsiz harcarlar. Ya da kendilerine destek veren sermaye sahiplerine ve medya patronlarına peşkeş çekerler. Birçok suç dosyaları olmasına rağmen hiçbir kurul onlara hesap soramaz. Tabii ki bu suç dosyaları içinde demokrasiye ihanet yok ise...
38 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.