ZÜLKARNEYN
(Kur’an’da kendisine büyük güç ve imkân verildiği bildirilen kişi.)
Sözlükte “sahip, mâlik” anlamındaki zû ile “boynuz, kâkül, şakak; aynı dönemde yaşayan nesil, akran” gibi mânalara gelen karn kelimesinin (Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, “ḳrn” md.) tesniye kalıbından oluşturulan zü’l-karneyn terkibinin anlamı karn kelimesine verilen mânaya
Sen (tevhide) davet et. Emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların hevalarına/arzularına uyma. Ve de ki: “Ben, Allah’ın indirdiği tüm Kitaplara iman ettim. Sizin aranızda adaletle (hükmetmekle) emrolundum. Allah, bizim de Rabbimiz sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size aittir. Bizimle sizin aranızda hüccet (karşılıklı delil getirip tartışmak) yoktur. (Çünkü hak, apaçık ortadadır.) Allah hepimizi bir araya toplayacaktır. Dönüş O’nadır." (42/Şûrâ, 15)
ONDÖRDÜNCÜ NOTA:
Tevhide dair dört küçük remizdir.
Birinci Remiz:
Ey esbabperest insan!
Acaba garib cevherlerden yapılmış bir acib kasrı görsen ki, yapılıyor.
Onun binasında sarfedilen cevherlerin bir kısmı yalnız Çin'de bulunuyor.
Diğer kısmı Endülüs'te, bir kısmı Yemen'de, bir kısmı Sibirya'dan başka yerde
Rabbim hakka gönlünü açanlardan eylesin. Unutmayın ki bu gün ŞİRK eskiye nazaran daha da süslü gösteriliyor müslümanlara. Fatiha Sûresinde dediğimiz gibi: İyyâ kenağbudu ve iyyâ kenastâin derken (ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım beklerim) diyoruz bu tevhidin özüdür, aslıdır, ve tevhidin tâ kendisidir. Rabbimiz bize şah damarımızdan
"Sen (tevhide) davet et. Emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların hevalarına\arzularına uyma. Ve de ki: "Ben, Allah'ın indirdiği tüm kitaplara iman ettim. Sizin aranızda adaletle (hükmetmekle) emrolundum. Allah, bizim de Rabbimiz sizinde Rabbinizdir. Bizimle sizin aranızda hüccet (karşılıklı delil getirip tartışmak) yoktur. (Çünkü hak, apaçık ortadır.) Allah hepimizi bir araya toplayacaktır. Dönüş O'nadır."
42\Şûra,15