Thales dünyayı tanrıların aracılığına başvurmadan anlama çabasına girişmiştir. Babilliler gibi o da dünyanın bir zamanlar sudan oluştuğu inancındaydı. Babilliler kuru toprağı açıklamak için Marduk'un, suların yüzeyine bir paspas serdiği ve çamuru bunun üzerine yığdığı inancını taşıyorlardı. Thales'in düşüncesi de buna benziyordu. Ancak şu farkla ki açıklamasında Marduk'a yer vermemişti. Evet, başlangıçta her şey suydu. Toprak parçaları doğal bir süreç sonucu okyanuslardan çıkıp meydana geldi. Thales, Nil deltasında görülen toprak birikimine benzer biçimde bir oluşum olmalı, diye düşünüyordu. Gerçekte suyun her maddenin temelinde bulunan vazgeçilmez öğe olduğuna inanıyordu. Bugün bizim de elektronlar, protonlar ve nötronlar ya da kuarklardan söz edişimiz gibi. Thales'in vardığı sonuçların doğru olup olmadığı önemli değil. Önemli olan yaklaşımıdır. Dünyanın doğadan karşılıklı etkileşim durumundaki maddi güçlerden oluştuğunu ileri sürüyor, bunu tanrıların oluşturmadığını söylüyordu. Thales astronomi ve geometri gibi yeni bilimlerin tohumlarını Babil ve Mısır'dan İyonya'ya getirmişti ve bu bilimler bu verimli topraklarda filizlenip yeşerecekti.