DİKKAT SPOİLER İÇEREBİLİR
-----------------------------------------------------
Kafam çok karışık. Kafam çok karıştı. Her şey çok karışık...
Kargalar Meclisi'nden sonra inanılmaz sarstı. Bu kadar güzel bir serinin, kitabın bitmesini istemediğim için kendimi yavaş okumaya zorladım. İlk kısımda becerebilsem de sona doğru olayların sürekli sarpa sarması, yazarın yeni bir heyecan yaratması veya yarattığı heyecanı bölüm sonunda yarım bırakıp ekibin diğer bir üyesini anlatmaya devam etmesi nedeni ile bir an önce bitirdim. Bu harika kitap ile müthiş bir serinin daha sonuna gelmiş oldum. Gerçekten eğlenceli, entrika dolu korkusuz karakterlere sahip nadir favori serilerimin arasında yerini aldığını rahatlıkla belirtebilirim.
Nitekim böyle bitmemeliydi. Sürekli planların suya düşmesi, Kaz 'ın kendini İnej nedeni ile iyileştirmeye başlaması, adım adım alınan intikamlar sürekli beni kitabın içinde tutmayı başardı. Ancak kendimi nedense herkesin çatışmalardan sağ çıkacağına inandırmıştım. Matthias'ın da zaten bu çatışmaların hepsinden sağ çıkması ve sonunda acıdığı bir yandan kendini görüp umutla baktığı bir drükselle tarafından öldürülmesi beni esas sarsan şey oldu galiba. Kaz'ın Pekka Rollings' i adım adım yok etmesi, kurulan planların hepsi müthişti ama son böyle olmasaydı keşke.
Bir yanım aslında böylece kitap tamamlandı, ironi oldu ama hüzünlü fakat umutlu bitti diyor diğer yanım ise saçmalık diye bağırıyor. Sonunda Kaz'ın İnej'e yaptığı jest her ne kadar içimi tekrar umutla doldursa da Matthias'ın ölümünü hiç beklemiyordum...