Parmağını kalbimin üzerinde gezdirerek,
"Burası kalbinin en değerli yeridir. Burada siyah bir nokta vardır. Canın canı, sevenin cananı buradadır. O nokta, yoğun bir damla kandan ibarettir. Adına 'süveyda' yahut 'sevda' derler. Siyaha çalan rengi yüzündendir bu isim. Çünkü sevda, kara talih içinde, o kara kan damlasında büyür. Bütün tecelli denizleri, bütün aşk fırtınaları, işte o bir damla kanda dalgalanıp çırpınır. Aşırı sevgi bu damlayı tahrip edip dağıtırsa, parçaları bütün vücuda dağılır. Aşk, işte bu dağılmanın adıdır ve o dağılırsa aşık artık ne yaptığını bilmez olur. Sevdayı daima hatırla, sevdayı hatırla!... "
Ben bir kadın sevdim gözlerinde ölüm korkusu yoktu. Gözlerinde ölümün ta kendisi vardı. Parlardı gözleri, özellikle böyle yıldızlı gecelerde..
Doğuşum da ölümüm de o kadının kirpikleri arasındaydı sanki.
Kimse bana karanlığın değmediği bir yol göstermedi! Sonra ben de ne öğrendim biliyor musun? Başkalarının kararttığı yollardan geçmek zorunda kalacağıma,kimsenin bana zarar veremeyeceği, kendi yolumu kendim belirlemeyi!
Ölmek istemiyordum. Hayatım ne kadar berbat olursa olsun ben ölmek istemiyordum. Böyle olmazdı, istediğim hiçbir şeyi gerçekleştirmeden ölemezdim. Buna izin veremezdim..