Gülce

“Ben şuna inanıyorum ki, üç buçuk günlük ömrümüzü kendimize zehir etmemek için ne mazideki hayatımıza ve kaçırdığımız fırsatlara ne de istikbalin olmayacak hülyalarına kulak asmayarak bugünümüze hapsolup yaşamalıyız. Her hadisenin insanı eğlendirecek bir tarafı vardır.”
Reklam
“Giovanna Franca Dalla Costa’nın Un Lavoro d’amore (The Work of Love, 1978) kitabında belirttiği gibi, en önemlisi de maaşları olduğundan dolayı erkeklere kadınların karşılığı ödenmeyen ev içi emeğini denetleme, onları hizmetçi gibi kullanma ve bu işi reddederlerse onları cezalandırma gücü verildiği için çekirdek ailede şiddet her zaman bir alt metin, bir olasılık olarak mevcuttu. Erkeklerin evde kadına uyguladıkları şiddetin bugüne kadar suç sayılmamasının nedeni budur. Devletin, ebeveynlere, geleceğin işçileri halinde eğitmelerinin bir parçası olarak çocuklarını cezalandırma hakkını meşru görmesine paralel bir şekilde, ev içi görevleri yerine getirmeyi reddeden kadınlara evde şiddet uygulanması meşru sayılıp buna mahkemeler ve polisler tarafından göz yumulmuştur.”
“Cadılıkla suçlanan kadınların maruz bırakıldıkları işkence ve infazlardan, diğer kadınlar da itaatkar ve sessiz olmak zorunda olduklarını, toplumda kabul görmek için erkeklerin suistimallerini ve ağır işlerini kabul etmek zorunda olduklarını kısa sürede öğrendiler.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Kadınları ‘cadılar’ olarak adlandırmak ve onlara zulmetmek, kadınların Avrupa’da ücretsiz ev içi emeğe kapatılmasının yolunu açtı. Ailenin içinde ve törende erkeklere tabi olmalarını meşrulaştırdı. Devletin, yeni işçi nesillerinin üretimini güvence altına alıp, kadınların üreme kapasitelerini denetlemesini sağladı. Böylece cadı avları, kadınların direnişine ve emek piyasasının değişen ihtiyaçlarına göre sürekli uyarlansa da günümüze kadar varlığını sürdüren özellikle kapitalist ve patriarkal bir düzen inşa etti.”
“Bütün bu bilgi üretimini ‘dedikodu’ diye etiketlemek kadınların aşağılanmasının bir parçasıdır ve demonolojistlerin kötülüğe meyilli, başkalarının zenginliğini ve gücünü kıskanan ve Şeytan’a kulak vermeye hazır klişe kadın imajını inşa etmelerinin bir devamıdır. Kadınlar bu yolla susturulmuş ve bugüne dek pek çok karar alma mekanizmasından dışlanmış, kendi deneyimlerini tanımlama ihtimalinden mahrum bırakılmış ve erkeklerin mizojinist ya da ideal kadına dair düşünceleriyle mücadele etmek zorunda bırakılmışlardır. Ama artık bilgimizi yeniden kazanıyoruz. Yakın zamanda cadılık üzerine bir toplantıda bir kadının ifade ettiği gibi, asıl büyü, ‘bildiğimizi bilmemizdir’.
Reklam
Reklam
103 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.