İstanbul'da tifüs, memlekette zelzele, dışarıda harp, ben sana aşığım: işte 1942 senesinin 21 Haziranı'nın gece yarısından sonra saat üç buçukta uyanık, beyaz şimşeklerin çaktığı, yağmurlu bir gecenin sana tebliği...
Diyeceksin ki, hayatında çok güldün de bu gözlerinin kenarındaki çizgiler ondan... Ağzının kenarındakiler de... Hayır azizim. Ben hiç gülmedim demem; güldüm. Güldüm ama şöyle içten, candan gülmedim.
Hakikat şuydu; sevgi, insanın ulaşabileceği en yüksek ve en büyük hedefti. O anda, insan şiirinin,insan düşünce ve inancının ayırt ettiği en büyük sırra haiz oldum: insanın kurtuluşu sevgiyle ve sevgidedir.