Hayatta yalnız kalmaktan delicesine korkuyor yine de yalnız kalmak pahasına diğerlerinin yalnızca nefretine talip oluyordu. Bencil olmak zorunda hissediyordu kendini. Çünkü kimse önemli değildi onun nezdinde. Onun için çevresindekiler satranç tahtasında galibiyet uğruna kareden kareye savrulan taşlardan farksız değildi. Hepsinin görevleri ve sınırlarını ince ince hesaplamıştı. Lakin işler istediği gibi gitmedi. Eşinin seferiye hayatına olan hoşnutsuzluğu adamı çıldırtmış, evliliklerini giderek katlanılmaz bir hale çevirmişti. İlk hatalı hamle eşinden gelmiş, bir sabah uyandığında komodinin üstüne bırakılmış boşanma celbiyle ayıkmıştı. Ayrılığı halinde bürokrasideki yerinin sarsılacağı barizdi. Düşündükçe hiddetleniyor, yerinde duramıyordu. Odanın içinde adeta kıvranıyor, lanet okuyordu olur olmadık herkese. Annesinin yokluğundan şikayetçi minik kız odaya izinsizce girdiğinde, sanki intikamı karşısında belirmişti kadının. Küçük kıza hiddetle bağırıp odadan gönderecekken durdurdu kendini. (devam edecek)