Çoğu insan onları mutsuz eden koşullarda yaşıyor ve yine de bunu değiştirmek için hiçbir şey yapmıyorlar. Çünkü güvenli, rahat, rutin bir hayata koşullanmış durumdalar. Tüm bunlar huzur veriyor gibi görünse de, insanın içindeki maceracı ruh için kesin olarak çizilmiş bir gelecekten daha yıkıcı bir şey düşünemiyorum. İnsanın yaşama arzusunun özünde macera tutkusu yer alır. Yaşamın keyfi yeni deneyimlerdedir, bu yüzden sürekli değişen bir ufuktan daha büyük keyif olamaz. Her gün yepyeni bir güneşin altında doğabilir. Tek ihtiyacımız olan, alışkanlıklarla örülü yaşam tarzımıza sırtımızı dönüp yepyeni bir yaşama adım atmamızı sağlayacak cesaret.
Bu noktada itiraf etmek istiyorum ki, okuma-yazmayı bilmeyen hemşehrilerimle, okuma-yazma öğrenip çocuk kitapları veya geri zekalılar için yazılmış kitapları okuyanlar arasında bir ayırım gözetmiyorum.