"Otuzuna basmıştım. Önümde yeni bir on yılın kademsiz, göz yıldırıcı yolu uzanıyordu. Hep birlikte kupa arabaya binip Long Island'a doğru yola çıktığımızda saat yediydi. Tom durmadan konuştu, tafra sattı, kahkahalar attı, ama sesi, benle Jordan'dan ilerdeki asma yolun velvelesi ya da yaya kaldırımdan gelen yaban gürültüler kadar ıraktı. İnsan duygudaşlığının da bir sınırı var; aralarındaki o feci atışmanın geride kalan şehir ışıkları gibi solup gitmiş oluşundan hoşnuttuk. Otuzuna basma dediğin, on yıl sürecek bir yalnızlığın eşiğine basma, bekâr dostların azalması, heves heybesinin hafiflemesi, saçların seyrelmesi, başka ne! Allahtan yanımda Jordan vardı, Daisy gibi değildi o, çoktan unutulmuş düşleri bir çağdan öbürüne sürümeye kalkışmayacak kadar güngörmüş kızdı. Karanlık köprünün ordan geçerken, soluk yüzü ceketimin omzuna tembel tembel gelip dayandı ve elinin güven tazeleyici basısı otuzuna basmanın o korkunç acısını giderdi."
Sayfa 119Kitabı okudu
NOTLAR: Tarım farklı zamanlarda ve farklı yerlerde birbirinden bağımsız olarak ortaya çıktı. Örneğin M.Ö. yaklaşık 8500’de Yakın Doğuda, M.Ö. yaklaşık 7500de Çinde ve M.Ö. yaklaşık 3500de Orta ve Güney Amerikada tarım yapılmaya başlandı. Besin üretiminin temel bir aracı olan tarım teknolojisi de bu üç merkezden başlayarak dünyaya yayıldı. * Modern
Reklam
Tom çarpmak üzereydi. Son hızla yüksek bir tepeden aşağı iniyordu, hem de karların içinde. Frenleri onu durduramazdı. Tom kaymaya bayılırdı ama bu çok saçmaydı. Tek yapabildiği sımsıkı tutunmaktı! Çarpmayı beklemek neredeyse çarpmanın vereceği histen daha kötüydü. Tom'un son seçeneğinin zamanı gelmişti. Yani çığlığı basmanın.
Sayfa 9
Insanların hayvanlarla ilişkileri, insan ve doğa arasındaki daha büyük baglantının sadece bir kesiti de olsa bu konuyu burada iki sebepten dolayı ayrı olarak ele alacağım. Öncelikle bu konu, övünülmesi gereken birkaç istisna dışında felsefenin geçmişinde, hatta tüm tinsel geleneğimizde yeterince anlaşılmamış ve üzerinde yeterince düşünülmemiştir
Sayfa 670Kitabı okudu