Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
En kötü toplumlarda bile işlediği görülen daimi nüfus arttırma çabası, insanların sayısını besin kaynakları artmaksızın yükseltir. Dolayısıyla önceden yedi milyona yeten besinin şimdi yedi buçuk milyon veya sekiz milyona bölünmesi gerekir. Bunun bir sonucu olarak yoksullar, çok daha kötü koşullarda yaşamak zorunda kalır ve çoğu ciddi sıkıntılar çekme mecburiyetinde olur. İşçilerin sayısı da piyasadaki iş oranının üstünde olduğundan, işgücü bedelinin bir azalmaya yönelmesi gerekir; bu esnada erzak bedeli de artış eğilimindedir. Dolayısıyla işçi, önceden kazandığı gibi kazanmak için daha çok çalışmak zorundadır.
Sayfa 37 - pinhan yayıncılıkKitabı okudu
Bitkiler ve hayvanlar söz konusu olduğunda mesele basittir. Hepsi türlerini arttırmak şeklindeki kuvvetli bir içgüdüyle hareket ederler ve bu içgüdüye sekte vuran hiçbir akıl yürütme veya zürriyetini geçindirme kaygısı yoktur. Dolayısıyla serbestiyetin olduğu yerde artışın gücü ortaya konur ve mebzul etkiler daha sonra hayvanlar ve bitkilere mahsus alan ve beslenme isteğince ve hayvanlar arasında diğerlerine av olmak suretiyle baskılanır. Bu denetimin insan üzerindeki etkileri daha karmaşıktır.
Sayfa 36 - pinhan yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Dünya nüfusunu herhangi bir rakam, örneğin bir milyar olarak farz edecek olursak, insan türü 1, 2, 4, 8, 16, 32, 64, 128, 256, 512 vb. Oranında; besin de 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 vb. şeklinde artacaktır. İki yüz yirmi beş yıl sonra nüfusun besin kaynaklarına oranı 512'ye 10; üç yüzyıl içinde 4096'ya 13 olacak ve üretim o zamanda muazzam boyutlara ulaşacak olsa da fark, iki bin yıl içinde neredeyse hesaplanamaz hale gelecektir.
Sayfa 36 - pinhan yayıncılıkKitabı okudu
nüfus, denetlenmediği her yirmi beş yılda kendini iki katına çıkarmaya devam eder veya geometrik oranda artar.
Sayfa 34 - pinhan yayıncılıkKitabı okudu
Denetim altına alınmadığında nüfusun geometrik oranda, insanın besin olanaklarının ise aritmetik oranda arttığını söylemiştim.
Sayfa 33 - pinhan yayıncılıkKitabı okudu
Nüfus ve dünyadaki üretim arasındaki bu doğal eşitsizlik ile bunların sonuçlarını müsavi kılma yolundaki doğal yasa, bana göre toplumun mükemmelleştirilebilirliği yolunda aşılmaz görünen devasa zorluğu teşkil eder.
Sayfa 31 - pinhan yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Fazilet sınavı, her türlü kötülük kışkırtmalarına direnmektir.
Sayfa 30 - pinhan yayıncılıkKitabı okudu
Doğa, hayvan ve bitki krallıkları vasıtasıyla hayatın tohumlarını cömertçe ve özgürce etrafa saçmıştır. Onları filizlendirmek için gereken alan ve besin konusunda ise görece idareli davranmıştır. Dünyada şu an itibarıyla bulunan tohumlar, yeterli besin ve büyüyecek yeterli alan olduğunda birkaç bin yıl içinde milyonlarca dünyayı doldurmaya yetecektir. Doğanın her şeyi kuşatan mütehakkim yasası olan zorunluluk, onları tanımlanmış sınırlar içinde kısıtlar. Bitki ırkı ve hayvan ırkı bu büyük kısıtlayıcı yasanın altında büzülür. Ve insan ırkı da herhangi bir akıl gayretiyle bundan kaçamaz. Bitkiler ve hayvanlar arasındaki etkisi tohum israfı, hastalık ve zamanından önce ölümdür. İnsanlar arasında ise sefalet ve ahlaksızlıktır. İlki, sefalet, onun tamamen mecburi bir sonucudur. Ahlaksızlık ise son derece muhtemel bir sonuçtur ve dolayısıyla ziyadesiyle üstün geldiğini görürüz.
Sayfa 30 - pinhan yayıncılıkKitabı okudu
Nüfus gücünün, dünyanın insan için besin üretme gücünden belirsiz düzeyde daha büyük olduğunu söylüyorum. Nüfus, denetlenmediğinde geometrik oranda artar. Besin olanakları ise yalnızca aritmetik oranda artar. Rakamlara biraz yakından bakıldığında birincinin ikinciye kıyasla büyüklüğü görülecektir. Doğamızın besini insan hayatı için gerekli kılan yasası gereği, eşit olmayan bu iki değişkenin etkisinin eşit tutulması gerekir. Bu, besin olanaklarının zorluğu nedeniyle nüfusun kuvvetle ve daimi olarak işleyen şekilde denetim altına tutulması gerektiği anlamına gelir. Bu zorluk bir yerlere yansımalı ve insanlığın büyük bir bölümü tarafından zorunlu olarak şiddetle hissedilmelidir.
Sayfa 30 - pinhan yayıncılıkKitabı okudu
Birincisi, beslenme insanın var olabilmesi için zorunludur. İkincisi, cinsiyetler arasındaki tutku zorunludur ve gelecekte de neredeyse şimdikiyle aynı şekilde kalmayı sürdürecektir. İnsana dair herhangi bir bilgiye sahip olduğumuzdan beri bu iki yasa, doğamızın sabit yasaları kalmış gibi görünmektedir.
Sayfa 29 - pinhan yayıncılıkKitabı okudu
191 öğeden 121 ile 130 arasındakiler gösteriliyor.