Bir zamanlar gürültülü olan ev yerine sadece sessizlik,sessizliği bozan şey saat sesleri ... Tik/Tak
BEN YAZDIM
Çaresizce bekleyiş,beyni saran stres algısı ve durmadan tik-tak sesleri çıkartmaya devam eden saat...
Reklam
Ayak ucumda bir mezar boşluğu Gezinir ruhum, kederimin labirentlerinde Bir akıl tutlması ve tecessüs arasında Dertler ve mutluluklar vadisi hayat yolunda Kimi zaman düşen, kimi zaman manzaraya bakan Boşluğu doldurma telaşım, mezar taşını kırdı Cismimi saran soğuk ayazın habercisi aklar. Karaltıları çökmüş üzerine, tam vakti derken Uzayan bekleyişler, kulağımda bitmeyen tik tak sesleri Saatler dargın, duvarlar perişan, bir yanılgı var sanki Sorumsuz adımlarımda, koridorları bana düşman hayatımda... H. K
1 An 1 Yazı
Bir garın hafif loş kenarında gelip geçen adımları izliyorum. Hafif loşluğun öptüğü bu yolculuk alameti, sevinçlerle, hüzünlerle ve hayretler ile örüyor duvarlarını... Duvarlarında tik-tak öten saat sesleri, kenarıya bırakılmış samimiyetin tozunu içinde barındırıyor. İlerliyorlar; kimisi koşar ayak, kimisi paytak paytak... Hayat durmadan akıp giderken; zamanı durdurup o vazgeçilmez günlerimizi, o unutulmaz anılarımızı veya o keyifli dakikaları yeniden yaşamamıza engel olan zaman mıdır? Yoksa daha mutlu olacağımız, daha güzel geçecek dakikalara doğru ilerleyen yahut ilerleyemeyen bizler miyiz? Düşünceler bir garın zaman tınılarında sessizce ilerleyip gidiyor... Neden sürekli zamana karşı savaş halindeyiz? Neden zamana yenik düşüyoruz? Neden zaman bize bir iyilik yapmıyor da güzel insanlar gibi bahar mevsimi değerinde güzel günlerde, o güzel atlara binip ardına bakmadan kaybolup gidiyor? Trenler, bir başlangıcı ya da bitişi mi uygulamak zorunda daima? Yok mu bunun bir arası... Bir yaşamı bir kere yaşıyoruz Bırakın gerektiği gibi, kafamıza eseni yaşayalım.. hayat bizim, doğrularımızla, yanlışlarımızla, ve çok daha fazlasıyla; hayat bizim... İnsanların birbirinden farklı ayak tabanlarının sesi yankılanırken bu garda, zaman kamçılarını vurarak izini bırakıyor örümcek ağlarıyla bir duvar kenarına...
Mihraba ve Sükúta Dair
Karanlık... bana hep bir gizlilik sırrı ilham eder. Tesettür makamı. Sessizliğin minberi... Bildiğim en büyük mihrab! Nereye dönsem karşımda. Eğiliyorum. Dinliyorum. Bir saatin tiktaklarını duymak üzereyim! Duymak üzereyim çünkü sükûtun en derin anında hep peyda olur bana saat tiktakları. Gecenin belirisiz bir anına denk düşer çünkü hep
Saatlerin Tik Tak Sesleri
Yâr kenarıydılar hep ve düşeceğimizi çok iyi biliyorlardı.
Reklam
26 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.