Kafkaesk nedir?
Bir adam düşünün yaşarken birkaç roman, birkaç hikaye yayınlasın ve ölürken ardında yayınlamaya bile kayda değer bulmadığı romanlar bıraksın. Bu adam yaşadığında herhangi bir değer gördü mü ? Veremli ciğerleriyle bu eserleri yazarken aldığı takdir yazmasına dev eserler vermesine yetti mi ? Elbette zamanın ruhu onu beğenmedi, anlamadı, değer
Ceza Kolonisinde ve Diğer ÖykülerFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20178.6k okunma
Kafka'nın babası Hermann Kafka'ya Kasım 1919'da yazdığı bu mektup, alıcısına hiçbir zaman ulaşmadı. Yazarın yapıtlarına ve esin dolu dünyasına adım atmak için mükemmel bir giriş metni olan mektup, aynı zamanda 20. yüzyıl edebiyat tarihinin büyük itiraflarından biri sayılabilir.
Kafka, suçlayıcı bir tonla hafif bir ironinin birbirine karıştığı mektubunda, babası tarafından kabul görme talebini dillendirir. Aslında babasıyla arasındaki yabancılaşma ve iletişimsizliği, yapıtlarının çoğunda kendine mesele edindiği daha geniş kapsamlı varoluşsal bir açmazın parçası olarak görüyordu. Yazar evliliğe ve yetişkin bir erkek olmaya hazırlanan Georg Bendemann adlı karakterinin babası tarafından ölüme mahkûm edildiği Yargı adlı öyküsünde olduğu gibi, evlenememesinden ve yetişkin olamamasından babasını sorumlu tutuyordu.
Başarılı bir işadamı olan Hermann Kafka'nın oğluyla ilişkisinde, işlerini devam ettirecek tek erkek evladına yönelik geleneksel beklentisi belirleyici olmuştu. Bu, yeni oluşmuş ataerkil Yahudi orta sınıfının yaşadığı tipik baba-oğul çatışmasının yaygın bir örneğiydi aslında.
this letter is for all fathers..
Öncelikle Kafka'nın bu eserini okurken içerisinde kendimden parçalar bulduğumu belirtmek isterim. Hermann Kafka tipik bir anadolunun doğusunda yaşayan ailelerdeki tipik bir baba karakteri. Genelleme yapıyorum tabiki burada. Ama kaçınılmaz bir gerçek ki bizim zamanımız da babadan aşırı bir korku vardı. Bunun kaynağı tabiki iletişim
Nişanlık döneminde yazdığı mektupların gösterdiği ve aile üyelerinin de hatırlandıkları gibi, sevgi dolu bir adamdır, ancak aynı zamanda otoriter bir aile reisi ataerkil bir kişidir de. Evdeki çalışanlardan Anna Pouzarova onu "(.......) İri heybetli, hoş görünümlü, katı bir bey "olarak betimler..
Yalnızca katılık değil , çabuk köpüren bir mizaç da harmanın kafka'nın ayrıt edici bir özelliğidir bu nerede asabi yapısı , ancak ilerleyen yaşlarında yumuşamış gibi görünmektedir.
Yoksul köy koşullarına ilişkin çocukluk ve gençlik deneyimleri ; sahip olduğu değerler ve kurallar sistemine damgasını vurmuş askerlik deneyimleri o dönem toplumsal zümre için tipik olan ticari başarı ve bununla bağlantılı toplumsal yükselme istemi kitap güzel bir mektup olarak yazılmasına rağmen çocuğun babasına yakarıp söyler gibi yazılan duygusal hâlde ilerleyen bir mektup okucuya mektup okumanın önemi dışında tek
kelimeyle muhteşem bir kitaptı beğenerek okudum.
Yeniden okuyacaklarima eklediğim Franz Kafka'nın "Şato" adlı eseri, yazarın en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir. Roman, K.'nın bir köyde bulunan bir şatoya ulaşma çabası etrafında gelişen sürükleyici bir hikayeyi anlatır. Kafkaesk öğelerle bezeli bu eser, gerçeklik ve absürd arasında ince bir çizgide gezinir.
Hikaye, K.'nın şatoya varma çabalarını merkeze alırken, K.'nın çevresindeki gizemli olaylar ve tuhaf karakterler de dikkat çeker. Kafka, eserinde bürokrasi, güç ilişkileri ve toplumsal düzen gibi temaları işleyerek, okuyucuya insanın kendi çabalarıyla ulaşmaya çalıştığı hedeflere duyduğu güçlü arzuyu sorgulatır.
K.'nın şatoya ulaşma çabaları, zamanla absürd bir hal alır ve olaylar iç içe geçer. Romanın atmosferi, gerilim ve belirsizlikle doludur. Kafka'nın dil kullanımı, soyut ve sembolik unsurları ustalıkla işleyerek, okuyucuya derin düşündürme fırsatı sunar.
"Şato," Kafka'nın tipik karanlık ve karmaşık tarzını yansıtarak, okuyucuya varoluşsal sorular sorma ve geleneksel toplumsal normları sorgulama imkanı tanır. Kafka'nın bu eseri, edebiyat dünyasında klasikleşmiş ve modernist akımın etkili eserlerinden biri olarak kabul edilir.
Sen Kimsin Tunda?
Roth’un ana temalarından biri savaş sonrası Avrupa’da insanların yeni dünya düzeninde kendilerine bir yer bulabilme çabasıdır. “Sonsuz Kaçış” savaş olarak daha az, toplum üzerine daha çok fikirlerin olduğu bir roman. Roth bu romanı yakın arkadaşı Franz Tunda’nın tecrübelerinden yola çıkarak yazdığını söylüyor. Pek çok eserinde olduğu gibi
