·
Not rated
"Tüm dünya benden vazgeçmiş gibi hissettiğimi ve bir an bile aklımdan duaları çıkarmadığımı söyledim. Böyle anlarda insanın kalbinin
içgüdüsel olarak yaratıcısına döndüğünü söyledi. Refah zamanında ve onu yaralayacak ya da korkutacak bir şey olmağında Tanrı'yı hatırlamaz, O'na karşı gelmeye bile açık olurdu insan. Ama onu tehlikenin ortasına koy, kimsesiz biçare bırak, mezarıni gözleri önünde kaz; o zaman, o musibet anında inanmayan adam Tanrı'nin koruyucu kollarından başka umut, sığınak veya emniyet olmadığı için O'ndan medet umardı." (S.109)
Sanırım gerçek hayata dair kitapların ayrı bir çekiciliği var. Hepimiz hayatı bir şekilde tecrübe ederken birileri feleğin çemberinden sağılırcasına geçiyor. Solomon Northup'da zamanında Amerika'nin kuzeyinde özgür bir insan olarak yaşarken, kaçırılmış ve 12 yıl boyunca köle olarak çalışmak zorunda kalmış bir siyahi! Bu kadarı da olmamıştır herhalde diye düşünülecek hemen her şeyi yaşamak zorunda kalmış. Köle dönemlerine karşı içimi en acıtan şey, evlatların annelerinden koparılması ve çocukların da alınıp satılması, çalışmak zorunda bırakılması ve istismar edilmeleri. Bunlara canlı, kanlı tanıklık ederken kullandığı "Cesaretim olsa ben de ağlardım." cümlesi içimde yer etti. Tom Amca'nın kulübesini hatırlatan, "siyah deri beyaz maskeler"e ufacık bir selam çakan, oldukça akıcı bir kitaptı. Herkese tavsiyemdir. Keyifli okumalar dilerim.
Tom.amca 'nın kulübesi hem dünya edebiyatının klasiklerinden biridir hem de yarattığı toplumsal ve siyasi fırtınalara ABD tarihine damgasını vurmuş bir romandır. Amerika toplumunun kölelik konusundaki utanç verici tutumunu acımasızca yargılayan ve siyahların yaşadıkları acilari ayrıntılarıyla gözler önüne seren bir yapıttır
584 syf.
10/10 puan verdi
Tom Amca'nın Eziyetli Kulübesi
Tom Amca'nın Kulübesi'ni duygulanmadan, ağlamadan okumak imkansız. Yaşanan acılara, yaşanan zulümlere, duygu yoğunluğuna yürek dayanmıyor.
Amerika'da 1800'lü yıllarda Kölelik üzerine yazılmış, çok ses getiren romanlardan. Yazarın birkaç tane daha eseri var fakat Türkçeye çevrilmemiş. Sadece Tom Amca'nın Kulübesi çevrilmiş. Keşke diğer eserlerde Türkçeye çevrilseydi. Onları da okumak isterdim.
Tom ve Eva'ya gösterdikleri kararlılığa, insan sevgisine hayran olmamak elde değil.
Bana göre tüm edebiyat severlerin okuması ve ders çıkarması gereken bir kitap.
584 syf.
8/10 puan verdi
HARRIET BEECHER STOWE;
Yaşadığı ( 1811– 1896) yılları arasında şahit olduğu ırkçılık ayaklanmanın etkisiyle, köleliği resmen tanıyan bir kanunun kabul edilmesinin ardından yazmış, Tom Amca’ nın Kulübesi kitabını. Amerika’ da kölelik kurumunun kaldırılmasın da büyük etkisi olduğu da söyletiler arasında.
Firar eden kölelerin hikayelerini dinleyip, Güney’ den Kuzey’e kaçmak isteyenlere yardımcı olmuş yazar. Tarihte utanç olarak kalan köleliliği iyi bir şekilde kaleme almış.
Küçük yaşta din egitimi almasinin etkisi olarak, İnanışa, Hristiyanlığa, yeni ahit ve eski ahitten ayetlere fazlaca yer vermiş.
Siyahların duyguları ve ruhları yok, onlar hemen unutur, onlar köle olmak için yaratılmış düşüncesiyle satılan, sırf renginden dolayı köleleştirilen insanların hikayesi, Tom Amca’ nın Kulübesi.
Kitapta çok fazla karakterler mevcut. Zaman zaman kitabın akışında farklı yeni kişilere, düşüncelerine ve kısaca hayatlarına yer verilmiş. Çok akıcı bir dille kaleme alınmış.
Her ne kadar kölelere iyi davranıp, vicdanen kendilerini rahatlatmaya çalışsalar da;
Köle ticareti yapan aşağılık bir iş yapıyorsa, satın alan da aynı aşağılık bir suçu işliyor. Köle alımı olmasa satışı da olmaz düşüncesini vurguluyor yazar.
Kitap okuyor gibi değil de film izliyormuş gibi oldum. Benim beğenip, duygu dolu anlar yaşadığım bir okuma oldu. Okunması gereken dünya klasikleri arasında yer alması gereken kitaplardan biri diye düşünüyorum.
Umarım siz de beğenirsiniz, netice de her kitap her okura aynı duyguyu yaşatmıyor.
Bol okumalı günleriniz olması dileğiyle
Huckleberry Finn'in Maceraları, Huck ve Jim'in Mississippi Nehri'ndeki yolculuğuna odaklanıyor. Hikaye, İç Savaş öncesi günlerde geçiyor, ancak savaşın bitiminden yirmi yıl sonra yazılmış. Roman, köleliğe karşı tipik tutumların bir portresini sunuyor ve Amerika İç Savaşı öncesi zamanlarda var olan gizli ırkçılığın savaşla nasıl
Tüm insanlar mezarda özgür ve eşittir!
ABD, tarihte köleliğin resmi olarak ve en yaygın olduğu ülkelerden biri olmuştur. Bu insanlık dışı durumun ortadan kalkmasında ilk olarak, 1859 yılında Virjinya eyaletinde John Brown önderliğinde başlamıştır. Asıl olarak kaldırılması ise 1861 ile 1865 yıllarını kapsayan iç savaş sona erdikten sonra tüzel olarak kaldırılmıştır. Bunun yani sıra