Öykü Konusunda Tavsiyeler
Son zamanlarda öykü konusunda tavsiye vermemi isteyen epey mesajla karşılaşıyorum. Zamanında bende - #17244229 - sormuştum. O günden bugüne epey zaman geçti. Tavsiye edilen birçok kitabı okumaya çalıştım. Ayrıca bunun dışında da rast geldiğim öykücüleri okumaya gayret gösterdim. Bu yazım kesinlikle ukalalık olarak
Türk kadını ve İslam kadını arasında güç farkı vardır (!)
Türk kadını devlet idare eder (Sakalar, Tomris Hatun), İslâm kadını ilim neşrederken bir çok sorumluluk ve şartlara bağlıydılar.
Sayfa 172 - Dergah yayınlarıKitabı okudu
Reklam
250 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 3 days
"Asıl ölüm unutulmaktır."
"Hayat ölümün başlangıcıdır". Diyerek başlamak istiyorum; Tarihin tozlu yollarına yapılan yolculuğa çıkmak isteyenlerin okuyacağı, biraz mitolojik, biraz aşk ama fazlası ile Osmanlı Dev. dönemindeki hanedan mensuplarının can korkusu ile verdikleri karar ile birlikte hepsi arındıran şaheser diyebilirim.. Özellikle belirtmem gerekir ki ATSIZ’ın kitaplarında kadın karakterler çok baskın özellikte. Bu sebeple düşünürün kitaplarının özellikle kadın okuyucular üzerindeki etkisinin daha fazla olduğunu söylemeliyim(gözlemlediğim kadarıyla) Kadın karakterleri; cesur, korkusuz, güçlü ve erkeklerle boy ölçüşen, erkekleri yenen özellikte yazdığı için ATSIZ’ın Asena, Tomris, Altun Can Hatun, gibi TÜRK savaşçı kadınlardan esinlediğini görebilirsiniz, ispatlayamam ama düşüncenin o yönde olduğunu söyleyebilirim. Kitap daha çok Yıldırım Beyazıd Han'ın torunu olan ama bir şehzade olduğundan habersiz, sipahi olan Murat'ın Gökçen'e olan aşkını anlatıyor. Gökçen’in güzelliği kitaba sığmamış desem yeridir. Deli Kurt Teşbih'i Tamda uyuyor karaktere tabi Gökçen peri kızı mı yoksa bir büyücü mü bilinmiyor. Ama dünya güzeli olduğu, görenlerin vurulduğu, gözüne bakanın öldüğü bir kız. Bu okuduğum ATSIZ kitaplarından başlangıcı devamı gelecek diyebilirim. siyasi yönü ve görüşlerini bir yana bırakın kitapları gerçekten insanı sıkmayan kitaplar. Bu açıdan edebi yönünü ve fikirlerini çok sevdim.. Herkese tavsiye ederim. İyi Okumalar Dilerim.. #Okudumbitti.
Deli Kurt
Deli KurtHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 202015.8k okunma
363 syf.
9/10 puan verdi
Dişisine kadın (katun/kraliçe) diyen bir medeniyetten bugüne!
Hızlıca sizlere kitaptan bahsetmek istiyorum. Öncelikle kitabın dili ağır, yani akademik. Necati Bey, Amazonlardan başlayıp, Osmanlı Devleti'nin ilk yıllarına kadar olan süre içerisinde Türk kadınlarını anlatmış. Türk kadınlarının mitolojideki, edebiyattaki, devlet içerisindeki ve ailedeki önemli rolleri üzerinde durmuş. Tabi Türk kadınlarını
Türk Kadın Tarihine Giriş
Türk Kadın Tarihine GirişNecati Gültepe · Ötüken Yayınları · 200858 okunma
Tomris Hatun savaş sonrası savaş meydanında oğlundan önce Kyros un cesedini arar. Nitekim çok sürmeden Kyros un cesedi gösterilir. Tomris Hatun kan dolu bir fıçı getirilmesini emreder. Fıçı derhâl getirilir. Pers kanıyla dolu bir fıçı! Daha sonra Tomris Hatun Kyros un başını tutup hançeriyle yavaş yavaş keşer. Bu sahneyi herkes kanı donmuş bir şekilde öylece bakarak izlemektedir. Ardından Tomris Hatun kopardığı Kyros un başını eline alıp “ Hayatında kan içmeye doymayan adam şimdi kana kana iç..! ” der ve kafasını kan dolu fıçıya atar.
Ülkeyi yöneten sahip olan kağan/hakan seferde, avda veya başka bir nedenden dolayı kurultayın başına olmadığı zamanlarda kurultayı yönetme yetkisi eşi hatuna verilmiştir. Bunun dışında hatun savaşlara önderlik edebilir, hatta ülkeyi yöneten kadın yöneticilere bile rastlamak mümkündür.(Tomris Hatun ilk Türk kadın hükümdardır)Bu durum diğer Türk kadınları için de geçerlidir. Ülke yönetiminde yer almasalar da savaşa katılabilir, toplumda meslek sahibi olabilir veya belli bir toplumsal statüye erişebilirler. Kadınlar, toplumun çoğalmasını sağladıkları, çocukların büyümesinden o dönemde birincil derecede sorumlu oldukları ve ocağın düzenini sağladıkları için de ayrıca saygı görmüşlerdir. Hatta şöyle ki düzenli devletler kurulmadan evvel Türklerin bir anaerkil dönemden geçtiğine inanılmaktadır. Kadınların doğurması, evrene bir yaşam sunması, regl olması o dönem için büyük mucizevi özellikleri olan ve kutsanacak unsurlar olarak nitelendirilmiştir. Mağaralarda yaşayan insanlar nasıl ki mağarayı insanı dışarıdaki kötülüklerden koruyan bir unsur olarak görüyorduysa, Türkler de bebeği koruyup kollayan ve dünyaya getiren kadını öyle mecizevi bir varlık olarak görmüşlerdir. Özellikle bebeğin doğumu için kadın erkek birlikteliğinin olması gerektiğini bilmeyen oldukça ilkel kavimlerde anaerkil bir düzenin olması normaldir. Ama zamanla anaerkil Türk toplumu ataerkil bir topluma dönüşmüştür. En nihayetinde ise İslamiyet’ le tanıştıktan sonra kadın kimliği geri plana itilmiştir...
Reklam
171 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.