İnsan kendini
Bilmediği bir sokakta
Bilmediği insanların
Ve evlerin ortasında bulduğunda
Yaşamı boyunca zıplar ardından
Çok küçükken kaybettiği top da
Onun var senin yok
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı.
MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı.
MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
AFRİKALI LEO/AMİN MAALOF
Ben Hasan, tartıcıbaşı Muhammed'in oğlu, ben Giovanni Leone de Medici; bir berberin sünnet ettiği, bir papazın vaftiz ettiği ben. Şimdi Afrikalı diye anılıyorum ama Afrikalı değilim Avrupalı da Arabistanlı da değilim. Bana Grenadalı, Faslı, Zeyyatlı da derler ama ben hiçbir ülkeden, kentten ya da boydan değilim.
....
Siyasi İslam’ın Atası: Osmanlı Uleması
Yalnız Olan Yozlaşır
Sizce neden yozlaşan inançlar dünyanın her yerinde aynı etiklere sebep oluyor? Aslında anlaşılması güç değil, güç yozlaştırır. Şimdilik dünyayı bırakalım da son günlerde özellikle de sosyal medya fenomenleri sayesinde tekrardan alevlenen “Siyasal İslam” tartışmalarının özüne
Hüseyin Avni Paşa, Osmanlı Padişahı Sultan Abdülaziz döneminde yaşamış, serasker (günümüzde genelkurmay başkanlığı) ve sadrazam(günümüzde başbakan) görevlerine kadar yükselmiş bir şahsiyettir. Askeri yönden bir deha olarak kabul edilmektedir. Hersek, Karadağ, Girit isyanlarını bastırmış, Sırp isyanının çıkmasını engellemiştir. Osmanlı kara ve
Kitap hayali bir adada geçiyor. Mühendis gibi mühendis Cyrus Smith, köpeği Top ve 4 kişiyle kaçtıkları esaret sonucu düştükleri adada yaşam mücadelesi veriyorlar. Harikulade bir akıcılık. Büyük bir heyecanla okudum. Kitapta Jules Verne diğer kitaplarına göndermeler yapmakta. Bu da o kitapları okuyan biri olarak muhteşem bir haz verdi bana. Büyük sürpriz oldu. Şiddetle okumanızı tavsiye ederim. Ama bu kitabı Kaptan Grant'in Cocuklari ve Denizler Altında 20.000 fersah kitaplarından sonra okumanızı öneririm.
Kitap Rusya’nın Ukrayna’yı işgal ettiği sıralarda yazılmaya başlanmış .
Yakın ve uzak geçmişteki ve günümüzdeki batı ile hasımları arasında geçen çatışmaları konu alan kitap,yaşanan yeni çatışmaların tarihteki köklerini aktarırken günümüz için çözümlerde bulunuyor.
Meydan okumaların,yeni çatışmaların kökenlerini dört büyük devlet üzerinden
1921 yılının Temmuz ayına gelindiğinde Türk milleti, varoluş mücadelesinin en buhranlı günlerini yaşamaktadır. Yunan ordusu 10 Temmuz 1921 tarihinde genel bir saldırıya geçmiş, Türk ordusu geri çekilmek zorunda kalmıştır. Şehirlerin ardarda düşmesiyle, 13 Temmuz'da Afyonkarahisar, 15 Temmuz'da Tavşanlı, 17 Temmuz'da Simav, Emet,
10 bin çocuk belgeli köle işçi
Endonezya’daki Nike fabrikasının kapısında silahlı güvenlik görevlileri tarafından giriş-çıkışlarda işçilere çanta kontrolü yapıldığını biliyor muydunuz?
İşverenler, molalar dışında tuvaletleri kilitli tuttuklarından, GAP, Guess ve Old Navy için kıyafet dikilen bir fabrikada terzi kadınların kimi zaman tuvaletlerini
Çimentepe önüne gelen 20 ingiliz zırhlısı dakikada siperlerimize 1300 top mermisi atmışlar,Tabyalarımızı cehenneme çevirmişler ama yine de ÇANAKKALE'yi
geçememişlerdir.
26 Alayimızın 3. taburu 10 tane Ingiliz taburunu 32 saat yerine mihlamış ve onlara geçit vermemiştir. 4 Mart
1915 Seddülbahir'de Mehmet Çavuş tüfeği arızalanınca düşmana taşla saldırmıştır.
Bu hengâmede 57. Alay Komutanı Yrb. MUSTAFA KEMAL geri çekilen askerleri görünce sebebini sormuş,
onlar "atacak mermimiz kalmadı" deyince O şöyle demiştir: "Süngüniiz var ya. Size ben taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar
geçecek zaman içinde yerimizi başka kuvvetler ve başka komutanlar alabilir."