Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sağ ile Sol
Sol-sağ.. Çılgın sevgilerin ve şuursuz kinlerin emzirdiği iki ifrit. Toplum yapımızla herhangi bir ilgisi olmayan iki yabancı. Sol'un halk vicdanında yarattığı tedailer:Casusluk, darağaçları, Moskova; Sağ'ın, müphem, sevimsiz, sinsi bir iki hayal. Hıristiyan Avrupa'nın bu habis kelimelerinden bize ne? Bu maskeli haydutları hafızalarımızdan kovmak ve kendi gerçeğimizi kendi kelimelerimizle anlayıp anlatmak, Her namuslu yazarın vicdan borcu.
20. Hani bir zamanlar Mûsâ, kavmine demişti ki: “Ey kavmim! Allah’ın size geçmişte lutfedip bahşettiği nîmetleri bir düşünün; hani aranızdan Peygamberler çıkarmış, sizi özellikle Yûsuf Aleyhisselamı ve Mısır’da yöneticiler, hükümdarlar yapmış ve dünyada başka hiç kimseye vermediği nîmetleri size vermişti. İşte, bugün yine bu nîmetlere sahip
Reklam
Hemen hemen her şey -toplumsal süreçler ve her tür insan faaliyeti- eşlik eden bir boş zaman artışı olmaksızın hızlanma eğiliminde. Bu nedenle daha çok iş yapabilmemizi sağlayan yeni teknolojiler ve uygulamalar geliştirmeye devam etmemiz gerekiyor; bu da sarmalı hızlandırıyor. En azından Endüstri Devrimi'nden beri böyle oldu. Sorun, daha önce tartıştığımız gibi, modern toplumun çizgisel ve denetimden yoksun bir daha fazla, daha fazla, daha fazla mefhumuna dayanması. Ya da Daft Punk'ın aynı isimli hit şarkısında robotik sesiyle seslendirdiği gibi, "Harder, better, faster, stronger." Endüstriyel dönemde sınırlandırıcı etkisi olan ve itidali ve ertelenmiş tatmini yücelten kültürel birikim tamamen kaybolmuş vaziyette.
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Hayret etme dürtüsünü yitiren bir birey veyahut bir toplum için kötülüğün içinde debelenmekten başka hiçbir şansı yoktur.
Demokrasi, liberalizm, bireysellik, akılcılık, özgürlük gibi Modernizmin temel sloganlarının/kutsallarının da sonuna geldik. Tarihin en özgür çağında tarihin hiç bir döneminde olmadığı kadar tek düze bir dünya kuruldu. Herkes ayn şehirlerde, aynı parklarda, aynı evlerde, aynı kıyafetlerle, aynı eğitimle, aynı sloganlarla, aynı TV programları ile yaşamaya çalışıyor. Her şeyi aynileştiren süreç, devletleri de ortadan kaldırarak "şirketlerin hâkim olduğu; sorgulanamaz, eleştirilemez "yüce" insanların (Homo DEUS) yönettiği bir dünya kurmakta.
Sayfa 163Kitabı okudu
Reklam
"Bir toplum kendi benliğini değiştirmedikçe, Allah onları değiştirmez."
Rad Suresi, 11
Sert otoriter rejimlerin baskısı ile sersemletilmiş/ahmaklaştırılmış Müslüman Toplumlar, ölümü görüp sıtmaya razı olmak kabilinden- canlarını kurtarmanın sevinci ile yeni dönemin otoriterliğini ve şiddetini tanımlayabilecek durumda değiller. Bu nedenle olsa gerek, kanunlar üzerinden kendilerine dayatılan seçeneksiz yaptırımların aslında toplumsal şiddet olduğunu da çözemiyorlar. Binlerce yıllık tecrübe ile diktatöryal rejimlere karşı kendilerini, nesillerini ve ailelerini nasıl koruyabileceklerine dair iyi-kötü bir fikri ve tecrübesi olan Müslümanlar, demokrasi kılıfı ile "haz" objesi üzerinden kendilerine uygulanan şiddete karşı nasıl direneceklerini konusunda hiçbir fikre sahip değiller.
Sayfa 161Kitabı okudu
.... Sevebilmenin iflası Kendi düşmanın gibi, ezersin kendi canevini.” –Shakespeare Malum sözü biraz terse büküp, bir soru sorarak başlayalım: Peki, hassas kalplerin dünyayı cennete çevirme iradesi veya şevki var mı? Bugünlerde herkes birçok şeyden şikayet ediyor. Bu şikayetlerin çoğu yozlaşma, değer yitimi, hissiyat kaybı kapılarına çıkıyor.
Bir toplum kaybederse bilincini hiçbir şey düzeltemez asla onu. Biz bize sahip çıkmayı bilmezsek El söndürür bir üflemeyle ışığımızı.
1.000 öğeden 10bin ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.