Jozef Stalin Anarşizm mi? Sosyalizm mi? [Türkçesi, "Anarchisme ou Socialisme?" (Oeuvres, t. 1, Paris 1952) adlı yazıdan "Anarşizm mi? Sosyalizm mi?" adıyla Sol Yayınları tarafından yayınlanmıştır. Birinci baskı, Kasım 1974] İ Ç İ N D E K İ L E R 7 Sunuş 9 A n a r ş i z m m i? S o s y a l i z m m
Jozef Stalin Marksizm ve Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu [J. Stalin'in Le Marxisme et la Question Nationale et Colonialé (Editions Social Internationale, 1937) ve Le Marxisme et la Question Nationale et Colonialé (Editions Sociale, Paris 1949) derleme yapıtından "Marksizm ve Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu" adıyla Sol Yayınları
Reklam
STALİN'LE WELLS’İN RÖPORTAJ Stalin: Burjuvazinin iyiliğine inanmıyorum; başkanlar gider, başkanlar gelir... 1934 yılında HG Wells, o dönem başkanı olduğu Uluslararası PEN kurumuna dahil olmakla ilgilenen Sovyet yazarlarıyla buluşmak için Moskova’ya gelir. Burada bulunduğu sırada Stalin onunla bir röportaj yapması için izin verir. Wells’in
"Bir ülkede kadınlar için gerçek özgürlük olmadığı sürece, o ülkede gerçek özgürlük yoktur." Anaerkil ailenin yıkılmasıyla ev yönetimi toplumsal niteliğini yitirdi. Ev yönetimi artık toplumu ilgilendiren bir sorun değildi. "Özel hizmet oldu. Toplumsal üretime katılmaktan alıkonan kadın da baş hizmetçi oldu. " (Engels).
Celalettin GÜNGÖR
"13. ve 14. yüzyıllarda orta çağ toplumu, papalık monarşisinin - hala büyük güç sahibiydi - altını oyan bir değişime uğramıştı. Belki en köklü kültürel değişim, okuryazarlığın yaygınlaşmasıydı. Papalığın desteğindeki üniversiteler, aydınların yetiştiği yerlerdi. Bunlar, yeteneklerini sıklıkla işverenleri olan laik hükümdarlar çıkarına kullanırlardı. 11. yüzyılın başlangıcında, soyut düşüncelerle uğraşabilen tek eğitimli zümre, ruhbanın seçkinleriydi. Fakat kilise, karmaşıklığı artan toplumda, eğitimdeki tekelini gittikçe kaybetmişti; aydınları da artık dünyayı açıklamak için yeteneklerine gerek duyulan tek topluluk değildi. 1300 yılına gelindiğinde, avukatlar, noterler, yargıçlar ve diğerleri, kilisenin hak iddiaları karşısında, kendilerinin ve işverenlerinin çıkarlarını savunabilecek kadar güçlü, toplumsal statülerinden de gurur duyan meslek sahipleriydi. Toplumun orta katlarından sayılan, gerek dini canlanmanın gerek iş ve hükümet gereklerinin sürüklediği tüccarlar, kentliler ve bürokratlar arasındaki artan okuryazarlık, papalığı da kapsayacak şekilde kilisenin ahlaki kusurlarını, parasal doyumsuzluğunu ve siyasi hırslarını fark edip eleştirebilecek insanları yaratmıştı. Bunlar, sayıları sınırlı da olsa, yalnızca kilise ve papalığa sıradan bir karşıtlık içinde değil, aynı zamanda İncil’in idealleri ile günün kilise gerçekliği arasındaki kışkırtıcı aralığın da bilincine varmışlardı." Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XV, Y. 2011, Sa. 4
25 öğeden 51 ile 25 arasındakiler gösteriliyor.