unutmak, kişisel acılarımız için belki yaşama gücü verir ama toplumsal acılarda unutmak, ipimizi kendi elimizle cellâdımıza teslim etmekten başka bir anlam taşımaz.
Hukuk, toplumsal değişmelere göre, adaleti en iyi şekilde sağlayacak ve insanların temel hak ve özgürlüklerini güvence altına alacak şekilde, insanlar tarafından üretilir. Ortaya çıkan hukuk ilkeleri, din gibi algılanmaz. Nitekim Müslümanlar, erken dönemde hukuku da içine almak üzere muazzam bir "fıkhî" birikim oluşturmuşlardır. Fıkıh, anlayış demektir. Fıkıh adının kullanılması bile, yapılan işin dinle özleştirilmemesi gerektiğini açıkça göstermektedir.
Sayfa 512 - Fecr Yayınları, 1. Baskı, Kasım 2023Kitabı okudu
Reklam
Mürteci NASIL irticacı oldu? S.113
Karikatürize edilmiş mürteci tipi, toplumsal alanda gözden kayboldukça soyut bir irtica söylemi, siyasal literatürde zaman zaman gündeme gelmeye devam edecektir. İhtiyaç duyulan dönemlerde gündeme getirilen irtica ve mürteci tipler dönemsel olarak farklı kesim ve ekoller için kullanılacaktır. Bir zamanlar Rahmetli Necip Fazıl baş mürteci idi
Sayfa 112 - Hayat, Zihniyetler, Aidiyet ve Mahremiyete Dair Yazılar Ertelenmiş Yüzleşmeler Akif EmreKitabı okuyor
Geleneğin dinleşmesi...
Geleneğin saygın tutulması, her türlü birikimin korunmasını ve yeni nesillere iletilmesini kolaylaştırmaktadır. Ancak eskiden bize ulaşan her şeye kutsal gözüyle bakmak da geleneğin yararlılığını sürdürerek yenilenmesini engelleyen hususların başında gelmektedir. Geleneğin kutsallık zırhına bürünerek din gibi algılanması, toplumsal gelişmenin ve sağlıklı değişimin önünü tıkamaktadır. Geleneğin dinleşmesi, dinin de gelenek hâline gelerek insan hayatına anlam kazandırma işlevini yitirmesi gibi bir sonuç doğurmaktadır. Bir başka ifadeyle, gelenek din hâline geldiği zaman, din etkisiz hale gelmeye başlar.
Sayfa 427 - Fecr Yayınları, 1. Baskı, Kasım 2023Kitabı okudu
Dinin faydaları
Fromm'a göre din bireyin yaşamda bir bütünlük ve anlam bulmasına yardımcı olur. Çünkü bireyin kendini bir misyona, bir fikre ve Tanrı gibi bir varlığa adamasının temel sebebi onun bütünlük arzusudur. Din bu konuda insana bir misyon ve bağlanabileceği, uğrunda çaba sarf edebileceği amaçlar ve idealler örüntüsü sunar. Ayrıca din toplumdan soyutlanan, sıkıntı ve kaos içerisinde kalan insanların sıkıntılarını yenmesine de yardımcı olur. Dini, bir grubun bireyleri tarafından kabul edilen davranış ve düşünce sistemi olarak tanımlayan Fromm'a göre dinin toplumsal fonksiyonları da vardır. Çünkü din, insanlara davranışlarını ayarlayabilecekleri, yön verici düzenlemeler sunar. Böylece insanların toplumsal bir düzen içerisinde, huzurlu bir şekilde yaşamalarını sağlar. Bu çerçevede değerlendirilecek olursa, ona göre belli bir düzen içerisinde yaşayan tüm toplumlar dindardır.
Sayfa 111Kitabı okudu
Hâlâ bana öyle geliyor ki, dünyadaki insanların çoğu yamyamlık çağını atlatamadı, sadece yeni bir hâle bürün- müş oldu. Başka ulusların topraklarını fethedenleri neden bu kadar saygıyla andığımıza anlam veremiyorum. İskender, Hannibal, Scipio, Caesar, Charlemagne, Napoléon ve onlar gibi daha nicesi tam olarak neyi başardı? Uçsuz bucaksız yabancı toprakları ele geçirip, talan ettikten sonra orada yaşayanları eğitmeyip, onların hayatını ve devletin düzenini iyileştirmedikten sonra ne fayda? Koskoca devletler kuruluyor, ancak halk sıkıntı içinde ve açlık çekiyor. Milyonlarca insan cahil kalıyor. Her yerde sarhoşluk, hırsızlık, büyük sefahat, isyanlar, toplumsal nefret kol geziyor... Ve herkesin ağzında küfür. Baba mirası veya halkın yuvarlandığı yozluk bataklıklarından bir okul diploması elde ederek yükselen, korunaklı ve uygun bir yere ulaşan hiç kimse sonrasında parmağını dahi kıpırdatmayacak, milyonları o karanlıktan kurtarmaya yeltenmeyecektir. Ve aydınlanmamış, sarhoş, aç bir halka sahip büyük ülkelerin bataklık üzerine taşlardan inşa edilmiş büyük birer kule gibi olduklarını da bilmeyeceklerdir.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.