Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
208 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Sadece 18 ay yazarlık yapabilen ve harika hayal gücüyle ağızları açık bırakan mini öyküleriyle gönüllere taht kuran Stanley G. Weinbaum'u, "Mars Yıllıkları" kitabından biliyoruz. Gezegen serisinde 5 öykü bulunuyor. Bunların ilk ikisi, "Bir Mars Destanı" kitabında yer alıyor. İlk aldığımda şaşırmıştım fakat diğer 3 öykü de kendine hayran bıraktı diyebilirim. Sayın Weinbaum'un venüs faunasında oluşturduğu asalak yaşam, zihninizde biraz zor canlanıyor fakat sürece kendinizi kaptırdığınızda bitmesini hiç istemeyeceğiniz bir kurguya dönüşüyor. Weinbaum'un kurduğu bu yaşam aslında çok da uzak ya da bilimden kopuk değil, tam tersi; "Böyle bir yaşam neden olmasın? Her şey şovenist bir alt yapıya oturmak zorunda mı?" diyebilirsiniz. "Gezegen Serisi 2" kitabında da "Mars Yıllıkları"ndan öyküler var sanırım. Kitabı bitirince incelemesini ve güncellemesini yapacağım. Bir deneyin derim. :)
Mars Serüveni
Mars SerüveniStanley G. Weinbaum · Laputa Kitap · 201811 okunma
Gezi
İki arkadaş yürüyorduk İki ayrı fikrin temsilcisi gibi Ona doğa ne kadar güzel dedim Ağaçlardan hiçbir şey gözükmüyor dedi Ağaçları doğanın bir parçası saymayan zihniyetti Ağaçları kestiler
Reklam
736 syf.
·
Puan vermedi
Krallar ve soytarıları, Ejderha ve yıldız kitaplarını alırken bunu da alayım dediğim için aldım. 3 kitaba 640 TL verdim. Verdim ama çok pişman oldum. Krallar ve soytarılar iyi güzel ama diğer iki kitap... Ben mi kitabı bitirdim yoksa kitap mı beni bitirdi hiç emin değilim. Serinin ilk iki kitabını ne kadar beğendiysem diğer iki kitabı o kadar beğenmedim. Çünkü sürekli Daren-Nova arasında gidip geliyor. Diğer karakterle neredeyse hiç yok. Tanrıçalar da tanrıçalar , Lilith de Lilith dediler ama kitapta ben ne tanrıçaları gördüm ne de Lilith'i... Kitabın başından sonuna kadar düello dediler o da yok. Hava ve Toprak krallığı da yok. Ejderha ve yıldız kitabı zaten sadece Daren-Nova için yazılmış bir kitap ama Deliler ve cellatlar kitabında bu kadar çok Daren-Nova görmeyi beklemiyordum. Kitap bitince ben ne okudum ya diye saatlerce düşündüm. Beklentim o kadar yükselmişti ki... Hayallerim yıkıldı açıkçası. Onun dışında kitapta en üzüldüğüm yer Tayganın gitmesi, en mutlu olduğum yer ikiz alevi bağının kopması oldu. Sadece bu kitaba 400 TL verseydim çok üzülürdüm. Çünkü bu kitaba değil 400 TL, 100 TL bile verilmez...
Deliler ve Cellatlar
Deliler ve CellatlarN. G. Kabal · Dex Kitap · 2024323 okunma
kırmızı deynek
Havanın yüzünde bir kırlangıç sürüsü Ve yabanıl ak atlar doludizgin Bu sabah, bu sabah öylesine güzel ki Bu sabah yağmur yağacak Bu sabah gün açacak Bu sabah tekmil tornurcuklar patlayacak Bahar patlayacak Köpükler, bulutlar patlayacak Özlemierin en güzeli, tozlu bir özlem Topraktan yeni çıkarılmış Üç bin yıllık yunan şarabı Atların kara
Sayfa 85 - Yapı Kredi Yayınları
Siz İsrail'in Filistin'de sadece toprak çaldığını mı sanıyorsunuz? İsrail, yıllardan beri Filistinlilerin vücutlarından oluşan büyük bir organ ve deri bankası kurdu. Bunlardan uluslararası ticarette ciddi gelir elde ettiği gibi İsraillileri de tedavi etti. Siz bir halkı organına ,desirine varana kadar nasıl yağmalayabilirsiniz? Buna ne hakkınız var ? Buna kimsenin hakkı yoktur. #RafahOnFire
Ayçin Kantoğlu
Ayçin Kantoğlu
Sevdiklerimizin değerini bilelim:(
(okumak isteyenler için çok uzun ama duygusal bir metin bırakıyorum buraya -bendenizden-) (Askerden dönen Necmi'nin annesini kaybetmesi üzerine arkadaşına bunu anlatması) Necmi başını büküp olayları tek tek anlatmaya başladı. ‘Valla devrem ne sen sor, ne ben söyleyem. Bizimkiler de bilmez ama benim sonum yakındır. Benim Valideyi hatırlar
Reklam
348 syf.
3/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Alıntıların özeti
-"Evlendin mi hiç?" -"İnsan değil miyim ben? İnsan kördür; benden öncekilerin düştüğü çukura ben de yüzükoyun düştüm. Evlendim." s:26 Keyif ehli "Neden? Neden?" dedi. "İnsan nedensiz bir şey yapamaz mı? Şöyle keyfi için!" s:23 Yaşam koçu Her insanın kendi deliliği vardır, bana da öyle geliyor ki, en büyük delilik, bir deliliğe sahip olmamaktır. s:175 Gözükara ve cesur Yitirecek neyim var? Hiç! Sanki kendimi uslu idare etsem kırılmayacak mıyım? Kırılacağım; öyle ise toplara ateş!.. s:175 Hayat dolu Ama şu istek beni yiyor: ölmeden önce, elimden geldiği kadar çok toprak ve deniz görmek. s:168 Hem hassas hem güçlü "Her acı, yüreğimi ikiye böler patron," dedi. "Ama o kırk yaralı yürek hemen kaynar ve yara görünmez; kaynamış yaralarla doluyum ben; onun için dayanıyorum." s:306 Sadece İNSAN Biraz sonra da, "Vatandan kurtuldum," dedi, "papazlardan kurtuldum, paradan kurtuldum; silkiniyorum. Silkindikçe de hafifliyorum. Nasıl söyleyeyim sana? Kurtuluyor, insan oluyorum." s:256 Bir yanda Zorba'nın cesareti, bir yanda da kağıt faresinin garantici çekingenliği... Patron'dan bir örnek: "O kadar düşmüştüm ki, bir kadına aşık olma ile kitap okuma arasında seçim yapmam gerekse, kitabı Seçerdim "c.126
Zorba
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 202016,2bin okunma
Dağlar, emanet, insan
Dağın çağrısı heybet, görkem ve bilinmeze doğru bir davet olsa da aynı zamanda insanın imkansızı aşma denemesidir. Dağı aşma fikri insanın kendini aşmasına kapı açar. Bu anlamda dağın bizdeki çağrışımı bütün maddi tezahürlerine rağmen “aşkın” olana bir çağrıdır…
Akif Emre
Akif Emre
Bugünlerde "Tefekkürle bakmak" alışkanlığı edinmeye
Ülke Yatırımlarını Korumak, Vatan Gibi Kavramlar İlkellik mi Oldu?
Vatan sadece dağ, taş, toprak, sınır çizgisi, coğrafya ya da duygusal kavramlar mı? Dil, din, tarih, para, fabrikalar, bankalar, limanlar, tersaneler, ormanlar, kıyılar, köprüler, madenler, otoyollar, hastaneler, havaalanları, okullar, tarlalar ve en önemlisi ülkenin milli ekonomisi vatan sayılmıyor mu? Oyakbank'ın satışı ile on binlerce çalışanı işten atılacak, açlığa terk edilecek. Belki bir süre kimseye dokunulmayacak, diğer yabancılaşan bankalardaki gibi... Ama uzun bir süreçte, çalışanlar hak ve hukuk isteminde bulunduklarında, sendikal özgürlük istemlerinde, örgütlü güç olarak sorunlarına dayanışmayla çözüm aramaya başladıklarında, durum hemen tersine dönmeyecek mi? Bütün bunları yaşamadan, bu ülkeyi bir laboratuvara dönüştürmeden halkımız, bayrak mitinglerinde olduğu gibi “özelleştirmeler”e karşı da direnmeli... Vatan savunmasını, topyekün ve tüm kurumlar genelinde birlikte yapmak gerekiyor. Yoksa her kurum kendi kaderine terk edilerek yok oluyor. Toplumu başka yöne çevirerek bu satışlarla son vuruşları yapıyorlar.
.... Bir işçi ölümünün “dayanılmaz hafifliği” Zincirlerle çekiyor işçiler Güneşi yatağımın başına Ben nasıl çıkarım bu kirli yüzle Güneşin karşısına? Celal Sılay Milan Kundera’nın Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği romanındaki “dayanılmaz hafiflik” ifadesinin, birçok yazıya başlık olmasının artık sinir bozucu hale geldiğini kabul ediyorum. İnsan
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.