Eliphas Levi'nin, Metafizik Maji Öğretisi'nin ikinci cildini elimde çevirirken -ara ara yaparım bunu- düşündüm:
Ya elinde asası, başında tacı, göksel tahtında oturan, insan eylemlerini yatakta, helada, ıssız taşradayken dahi, her yerde her an, elindeki deftere kaydeden, gözlerini diken, gözetleyen, gözetleyen ve gözetleyen ak sakallı bir adam tanrı ve şedid kilise ya da kelimenin en sade anlamıyla "aptal" bir evren. Kör, aptal, kendiliğinden meydana gelen bir ortam. Tamamen mekanik. Ve elbette evrimin tuhaf, ucube bir hamlesiyle bu tamamıyla aptal, kör, mekanik evrene nasıl olduysa aklıyla giriş yapan Adem Havva soyu.
Eh, delirmek olası. Veya ezoterizm yetişir imdada. Bugünlerde transhumanizma. Aşırı sağı ve ırkçılığı besleyen tüm fikirler, sıkışmışlığın neticesi. Irkî politikalarını antikiteye hicret ederek okültle, felsefeyle oluşturmaya çalışmış bir cemiyet incelememiş olayım ki, arka planında varoluşa dair derin bir buhran kendini göstermesin. Yok. Avrupa'nın bu çerçevedeki sorunları çözülmüş değil. Belki de zaten tüm dünyanın buhranı, Batı'nın ana sancılarının artçılarıdır. Amerikan deneyi çağdaş Avrupalı düşünürler açısından sanrılardan uyandırıcı (disillusionment) bir evreye varalı çok oldu. Büyük reset v.b tabirlerin yaygınlaşması şaşırtıcı değil.