Aslı hoşt veya hoşt köpek olan söze ilişkin bir mesel, belki olmamış bir öykü, yani fıkra. Fethiye Çukur Çeylen köyünde iyi bilinirdi, ki gidişi özetle:
Çoban, ramazan orucuna niyetlenmiş. Götü biraz gevşekmiş, orucu tamamına erdiremeyeceğini anlamış, kepeneğinin içine sinlenerek (gizlenerek) orucunu bozmaya başlamış. Çömelmiş, kepeneği içinde mağarada gibi saklı güvende; ekmek lokmalarını kırıp kırıp çocuk patiği gibi lüpletmekte.
Köpeği de hemen onun önü sıra yüzü ona dönük yatar pozisyondaymış. Kepeneğin ön yarık aralığından sahibini görmekte ve bana da bir kıymık atacak diye zap zap zap tempoyla, umutla kuyruğunu yere vurmakta.
Öykü anlaşıldı; çoban hem ürkmüş, hem hiddetlenmiş:
"Oş köpek! Allah'ı huylandıracaksın!"
ibisile
Yalınlığını, açıklığını basit sandıydım da nasıl yanıldıydım yıllar evvel. Okudukça fark ettim nasıl derinden akıttığını suyunu. Nükteli isyan belirtileri kadar tekke dergah divan. Yarım ya da üç çeyrek değil, bir bütün ozan Korkmazgil. İronileri hönkürmez, sövmez, incitmeden utandırır. Buruk bir tebessüm vardırır dudaklara, ince ve insanca ah'larla.
"... Sen hep böyle miydin?
Kaçtı betin benzin.
Hiç sevilmediğini fark eden bir insan gibiydin.
...
Neyi kaçırdık?
Neyi bu denli atladık?
Hangi çağların lüzumsuz öfkelerine kandık?..."
"...Hızlı yükselmek istiyor musun? Vaktini, belaya bulaşmamak için eyleme geçmemek üzere harca. Başarı sandığın her sonuç, bürokraside topuğuna sıktığın bir kurşundur. Ama yükselme hırsını hiç kaybetme. İçine baktığında bu hırsı bulamıyorsan ciddi bir sorunun var demektir. Memuristan’da hırsını kaybetmiş olmak, gerçek dünyada ölmüş olmak