"Bu benim torun ... çok ısrar ettim adını Nefise koyun diye. Dinlemedi beni hayırsızlar. Gidip Gamze koydular çocuğun adını. Ben inadına Nefise diyorum, kız alıştı, ana babası da alıştı. Ama onlar Gamze diyor.Gamze..."
Sayfa 137
Bayram Yalnızlığı...
Ertesi senenin şeker bayramı eve hiçbir akraba uğramadı. Fakat her kandil ve bayramda olduğu gibi damat, gelin, torun, yaşayan belki de yaşamayan bütün akrabalar için, hepsinin yaşına ve mertebesine göre yine hediyeler alındı.
Sayfa 84 - Ve biçare ihtiyar sokaktaki her gürültüye kulağını kabartarak, her an kapı zilinin çalındığını sanarak üç gün, her adım sesinde geleni karşılamak için ayağa kalkarak bekledi.Kitabı okuyor
Reklam
Yüz Yüzeden,Can Cana geçiş ..
Bir keresinde, torunuyla konuşmak için diz çöküp onun göz hizasına inen bir dedeye, bu yaptığından duyduğum şaşkınlığı ifade etmiştim. Bana, "O, küçük insan!" demişti. 'Dede' ve 'torun', iki insan olarak CAN CAN'a konuşuyorlardı.
Annesi evlenmesi için başının etini yiyormuş. Şöyle cici bir kız bulup bana bir torun vermeyecek misin? Benim mezara girmemi mi bekliyorsun? Artık Peter o kadar sıkılmış ki, annesinin mektuplarını açıp okumuyormuş bile. ..... /Peter biraz kendine geliyor ve Wright's restoranda oturup yumurta ve jambon yiyoruz. Bu akşam son, diyor Peter. Artık New York sokaklarında et paketi filan taşımayacağım. Zaten İrlandalı olmaktan da sıkıldım. Sabah kalktığımda başka bir şey olmak istiyorum. Amerikalı bir Protestan, örneğin. Yemeğin parasını sen ödermisin, diyor. Çünkü ben Vermont 'a gidip orada bir hiç olmak için para biriktiriyorum. Ve masadan kalkıp gidiyor.
Sayfa 164 - Epsilon Yayıncılık Hizmetleri Tic. San. Ltd. Şti.Kitabı okuyor
Önce formalite icabı aileler tanıştı, ama hiç ısınamadılar ve annem beni, "Kızım sen bu aileyle yapamazsın, oğlan çok iyi, ama bunlar size huzur vermez," diye uyardı. Ama ben dinlemedim ve, "Ben aileyle evlenmiyorum, ben eşimi seviyo­rum, " diyerek ayak direttim. … Beni tanıdıkça severler, kabullenirler diye düşündüm ve en önemlisi değişeceklerini umut ettim, çok fazla anlamlar yük­ledim o aileye. Ailem bildim; kızları yoktu, beni kızları diye kabul ederler sandım, ama olmadı. Ne tesadüftür ki evleneli bugün tam sekiz sene oldu ve ne kaynanam ne de kayınbabam bana bir kere bile kızım demedi. Çok içime oturdu; ken­dim ilk çocuk ve ilk torun olduğum için sevgi içinde büyümüş­ tüm. Ailem eşimi sevdi. Ben de onun ailesinden sevgi bekle­dim. Bizim buralarda bir laf var hocam; 'Köpeğin hatırı yok­sa sahibinin hatırı var!' derler. Ben anladım ki, kendi oğulla­rının da hiç hatırı yokmuş ve beni bir türlü kabullenemediler. Eşim de benim halime üzülüp gerçeği anlayınca, 'Ben hiç anne nedir bilmiyorum, bir kere başımı okşamadı, canı­mın istediği bir yemeği hiç söyleyemedim, ağlayınca koynuna basmadı, kafamı okşamadı ve bir kere bile oğlum deme­di. Babamla ilgili de hiç iyi anılarım yok. Sen boşuna üzülme, kendi evlatlarına yapmayan sana da yapmaz,' dediği za­man ben birden on yaş daha büyüdüm.
Sayfa 89
Unutmayın ki insanın zihnine gelen düşünceleri engelleyebilmek mümkün değildir. Şimdi okuyacağınız cümleyi düşünmeyin. MAVİ ÇANTAYI DÜŞÜNME! Mavi çantayı düşünmemek sizin elinizde değildir. İstemeseniz de mavi çantayı bir süre düşüneceksiniz. Tıpkı bu düşünce gibi sıkıntılı düşünceleri bazen engelleyebilmek mümkün değildir. DÜŞÜNCELERİNİZDEN SORUMLU DEĞİLSİNİZ. DAVRANIŞLARINIZDAN SORUMLUSUNUZ
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.