Mektup roman tarzında yazılan eser fakirliği, ezilmişliği o kadar güzel anlatıyor ki kelimeler kifayetsiz kalmıyor. Eserde Gogol un palto kitabından da bahsetmiş eleştirel bir dille lakin paltodaki baş karakter ve makar devuşkin birbirine bir hayli benziyor. Hatta meslekleri bile aynı. Dostoyevski'nin ilk eseri bu ve Gogol dan etkilenmemiş olmasını bekleyemeyiz. Kendisinin bir sözü vardır zaten Rusya'daki büyük yazarlardan bahsederek ve kendini de müdahil ederek 'Hepimiz Gogol'un Palto'sundan çıktık.' der.
Dostoyevski'nin ilk eseri olmasına rağmen o toyluk kesinlikle yok. Çıraklık eseri diyebiliriz.
Dostoyevski okumaya bu kitaptan başlamak makul olacaktır diye düşünüyorum, herkese iyi okumalar.
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202362.9k okunma
Uşaklığın, aşkın, dayağın, bahşişin verdiği toyluk içinde Uşak Ahmet gölgeleşmişti. Düşünceliydi. Daha dayak gecesinden bu cinayete gebe kalmıştı. Fakat bahşiş, doğacak ceninin şişirdiği karna inen yumruktu. Paranın verildiği anda cinayet, cenin gibi düşecekti. Ancak Uşak Ahmet, bu cenini damarlarında, kanında yine günlerce besliyordu. Nihayet cenin, olgun hale gelmişti: Artık cinayetin gözleri, burnu vardi.
Ve cinayet, Uşak Ahmet'e benzeyen bir yüzle doğacaktı.
Uşak Ahmet, bunu, çocuğu dünyaya gelecek bir kadın gibi bekliyordu. Kanında, damarlarındaki çocuk büyüdükce Uşak Ahmet zayıflıyor, çirkinleşiyordu..
Öyleyse ahlaki kötülük, yani burada bizi ilgilendiren sorun itibariyle toplumdaki düzensizlik, düşünme yetisiyle doğal bir biçimde açıklamaya kavuşuyor. Fakirliğin, suçların, ayaklanmaların, savaşların temelinde hep mülkiyetin ürünü olan koşullardaki eşitsizlik bulunur; koşullardaki eşitsizlik ise egoizmden doğar; egoizm şahsi görüşlerle beslenir, şahsi görüşler ise doğrudan doğruya aklın istibdadından kaynaklanır. İnsanlığın başlangıcında ne suç, ne barbarlık mevcuttu; sadece toyluk, cehalet ve tecrübesizlik vardı.