Bu hayatta kimseye hiçbir şeyi tam olarak anlatamayacağını anlamıştı. Biri için ölüm kalım meselesi olan, diğerinin gözünde toz kadardı.
"Çerçeveleri yalnızlıklarımızdan oluşan , kapıları acılardan örülmüş , toz , taş , geçmiş ve şimdi'yi saklayan güzellik ! Hiç bitmesin diyoruz dingin tavrımız , bir kez seçilmiş uğraşı yaşamdan ayırmamakla . Arınalım , arınalım artık yozluklarından , şu densiz yeryüzünün kalık çirkefinden ; Sevgi yazısıyla!" (N. Marmara / Metinler. s.39)
Reklam
Saygı duyulma düşüncesi beni fazlasıyla korkuturdu.Bana göre "saygı görmek",her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten biri beni görene,yüzümü bir avuç toz hâline getirip beni ölümden beter bir utanca mahkûm edene kadar herkesi mükemmele yakın bir hileyle kandırmak anlamına geliyordu.Benim "saygı" tanımım buydu.İnsanları aldatmayı ve onların "saygısını" kazanmayı başarsam bile sonunda birileri farkına varırdı ve diğer insanlar da çok geçmeden gerçeği öğrenirdi.Kandırıldıklarını anladıklarında öfkeleri ve intikamları ne kadar korkunç olurdu!Bunun düşüncesi bile tüylerimin diken diken olmasına neden oluyordu.
Her çocuk bir böceği ezebilir ama bütün profesörler bir böcek yaratamaz
Bombardıman böceği, yeryüzünde milyonlarca yıldır sürüp giden kimyasal savaşların en önde gelen kahramanlarından biridir. Bir tehlike ile karşılaştığı anda, hedefi tam 12'den nişanlar ve oraya doğru, saniyede binlerce atışla, kaynar su sıcaklığında bir zehirli sıvı püskürtür. Havayla temas eder etmez bu zehirli sıvı bomba gibi patlar, ortalık toz duman olur. Bombardıman böceğini yemek üzere ağzını açan yahut dilini uzatan düşmanın Allah yardımcısı olsun! Ağzına arnavut biberi sürülmüş, dumanla sersemleşmiş, patlamayla iyiden iyiye ürkmüş olarak, sıvışmaktan başka hiçbir çaresi yoktur.
"Pek çok kişi böyle şeylere dikkat etmez. Onlar sözcükleri taş gibi sanırlar, canlılığı olmayan büyük ve yerinden oynatılmaz nesneler olarak görürler, asla değişmeyen tekhücreli organizmalar gibi." "Taşlar değişebilir. Rüzgar ve su onları yıpratabilir. Aşınabilirler. Ufalabilirler. Taşı kırabilirsiniz, çakıl ya da toz haline getirebilirsiniz."
toz örtüyor üstüme mantosunu eski çağlardan gelen kuşlar düşüyor yalpalayarak sen ölümü tanımazdın çocuğum bana ölmeyi anlat
Sayfa 44
Reklam
Zaman, o kırbaçladığımız, iyi ki koşuyor böyle. Acıyı toz duman içinde bırakıp gitmese güler miydik yeniden?
Sayfa 28
Nuhun Gemisi
Diyarbakırda belediye var mı bilmiyo rum. Yok dersem,işi büyütmüş ol. mam Şehir pislik ve gübre içinde. Pis yere satmak için sebze sermişler. İnsanlarla birlikte hayvanlarda aynı yerde yatıyor.Pislik çok olduğundan karasinek de çok.Peynirler kirli bezin üzerinde topak topak,yoğurt bakracı nın üstünü kapkara bir toz örtmüş. Yoğurt bakraçların üstüne ak bez ört mekle,bu yoğurtlar temiz olmaz. Bilmezmiyim kalkınma toptan olur. .
Sayfa 18 - YkyKitabı okuyor
Sonra, zamanın altında ezilmiş eşyaları kırıp dökercesine toz almaya başlardı. Aslında un ufak olmuş yerlere saçılmış duygularını silerdi.
Sayfa 53 - Monokl Edebiyat
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.