İtalyan gezgin gelin Giuseppina Pasqualina di Marineo'nun bütün dünyayı kılına zarar gelmeden dolaştıktan sonra geçerken tecavüz edilip boğularak öldürüldüğü Kocaeli'nin valiliği sokak köpeklerini toplayıp itlaf edecekmiş.
Trajikomik.
Geceyi seven insanların daha mutsuz olduğunu keşfettiğimden beri sabahlamayı bırakmıştım. Her gün düzenli olarak saat 06.00'da uyanıyor ve güne zorlanmadan uyum sağlıyordum. Taze sıkılmış portakal suyu ile yapılan kahvaltıların kesinlikle mutlulukla alakası vardı, aslına bakılırsa kahvaltı yapmanın doğrudan kendisi bedava bir mutluluktu. Ki
19.11.2012 yilinda bitirdigim bu kitap,edebiyatimizin tek perdelik ilk tiyatro niteligindeki eseridir. Gorucu usulu evlenmeyle gelisen olaylari konu almaktadir. 1860'da yazilmasina ragmen halen benzer olaylarin 2024'te de yasaniyor olmasi trajikomik:) Dili akici ve anlasilir. Donemine gore cesur bir konu ele alinmis. 64 sayfadab olusan bu eser bir saatlik ogle molanizda bile kolaylikla okuyup bitirebileceginiz turden. Tavsiye ederim.
Şair Evlenmesiİbrahim Şinasi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201816,1bin okunma
Sınıflar arası gereksiz kuralları ve tabuları, azimli genç karakterimiz Martin Eden aracılığı ile yeren yazarımızın kalemine sağlık. Kitap benim için bir içim su rahatlığıyla okundu ve bitti. Okumaya ilk başladığım andan itibaren kenetlendiğim Martin Eden'ın iç dünyası, kişisel gelişimi kitabın başından sonuna o kadar değişti ki böylesini tahmin dahi etmiyordum.
İnsanın kendi kişisel gelişimi, azmine ve isteğine bağlıdır ve kitap buna kanıt niteliğinde bir eserdir. Martin asla kendini geliştirme eyleminin onu aşan bir şey olduğunu düşünmedi ve sadece istedi. Her toplumun yaşamında güçlülerin, burjuvanın veya asilzadelerin çok görkemli ve bilgili kabul edildikleri trajikomik bir gerçektir. Martin Eden ile bu konuya derinlemesine girmiş bulunuyoruz ve bu trajikomik gerçeği çürütüyoruz.
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,9bin okunma
Evet, kitap rezalet... Konu,ilerleyiş vs. mide bulandırıcı
fakat bazen insan böyle saçma ve trajikomik smut kitaplarıyla kafa dağıtmak istiyor. 1 buçuk günde film izliyormuş gibi bitirdim.
Alıntı, yok. bana katılan herhangi bir şey, yok.
Güldüm.
Çok eğlenceli, çok basit anlatımlı ve tebessüm ettiren trajikomik bir kitap :) Kitabın adının ve arka kapaktaki kısa anlatımın ilginç gelmesiyle aldığım bir kitap. Kitabı bitirdikten sonra yazarı araştırdığımda karikatürist olduğunu ve kitabın neden bu denli eğlenceli bir şekilde aktarıldığını anladım :)
Kitap; Tuvache ailesi ve onların garip işletmesi olan meşhur "intihar dükkanı"nı ve intihar dükkanına gelen müşterileri anlatıyor. Bu dükkan insanların ölümünü kolaylaştırıyor adeta örneğin; zehirler, urganlar, ölüm kitleri, ölüm öpücükleri, zehirli hayvanlar veya örümcekler ve daha fazlası.. Dükkanın sloganı "Hayatta başarılı olamadınız mı? Bize gelin, ölümünüzü başaracaksınız!" Ailenin babası intihar kitleri, anne ise zehirleri hazırlar, büyük oğulları Vincent jiletleri biler ve kızları Marilyn ise ölüm öpücüğü verir :) En küçük oğulları ise Alan aileden tamamen bağımsız bir neşe kaynağı fakat onun bu karakteri ailenin onu sevmelerine engel oluyor. Kitabın bir kısmında baba Mishima iki çocuğu için "... biz intihar eden ünlülerin adlarını verdik çocuklarımıza: Van Gogh'un Vincent', Monroe'nun Marilyn'i" diye ancak küçük oğullarına Alan ismini neden verdiğindan bahsetmiyor :)
İntihar DükkanıJean Teule · Sel Yayıncılık · 20207,2bin okunma
Madde 22, II. Dünya Savaşı’nda bombardıman savaş uçağı pilotu olarak görev yapıp askeri bürokrasinin nasıl işlediğini gören Joseph Heller’in tecrübelerinden ilhamla savaş ve bürokrasi üzerine kaleme aldığı 1961 tarihli hiciv türündeki romanıdır.
Eser, İkinci Dünya Savaşı sırasında, Akdeniz’in batısında Pianosa adasında İtalya’daki Nazi
Pantürkizm, Balkanlardan Asya steplerine kadar uzanan geniş coğrafyada yaşayan Türklerin birliğini yani "Büyük Türk Birliği" ilkesini savunan, temsilcisi olmaktan onur duyduğum izmdir. Pantürkizm, İslam sosu başta olmak üzere bütün izmlerden arındırılmış saf Türklüğü tanımlar. Gurur duyduğumuz Teşkilatı Mahsusa'nın da kuruluş
İlk okuduğum Hüseyin Rahmi kitabı Gulyabani’ydi. Daha sonra Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç sonra
Gönül Bir Yel Değirmenidir Sevda Öğütür ve Mürebbiye … Hüseyin Rahmi Gürpınar, Servet-i Fünün döneminin bağımsız yazarlarındandır. Eserlerini Servet-i Fünun dönemi anlayışıyla değil de tamamen kendine has bir anlayışla kaleme almıştır ama
.
Güçlü iletişim becerilerine sahip olmak ve insanların ilgisini çekmek, fenomen olmak için kişilerde etki bırakacak içeriklere sahip olmak gerekir. İşte kitaptaki hikaye anlatıcısı Balkabağı da onlardan biri. İsminde bile ince bir düşünce gizli olan bu anlatıcı bize konuşulmayanları anlatıyor. Hani ‘laf etti Balkabağı’ deriz ya, işte
Ethem Baran’ın öykülerinin ilk cümleleri oldukça çekici. “Derken bahar geldi.” cümlesi kitabın da açılışında yer alan öykünün ilk cümlesi. Okuyucu ustalıkla ani bir beklentinin içine giriyor, bahar gelince ne olacaktı? Bir başka öyküsü “Seksen altı yaşındaki dedemin askerlik celbi geldi; o günden beri sesi çıkmıyor.” cümlesi ile başlıyor. Çarpıcı ve trajikomik bir açılış. Elbette Dede’ye olanları merak eden okuyucu hızla öykünün içine çekiliyor.
Hayata dair kesitlerin sunulduğu öykülerin öncesinin ve sonrasını merak eden okuyucu, kitabı belli bir temponun altına düşmeden bir solukta okuyor. Bozkır ve şehir arasındaki sıkışmışlık duygusu yazarın kendi yaşamından otobiyografik bir özellik midir çok net değil ama yazarın kaleminin yaşamın bu alanına çok da yabancı olmadığını düşündürüyor. “Sonra elleriyle toplayacaktı sıcaklığı, hatta avcunda saklayacaktı ve yolda giderken zaman zaman hohlayarak o sıcaklığın ömrünü uzatacaktı.” cümlesi buna güzel bir örnek. Olağanmış gibi yaşanan sıradışı hayatların izi sürülüyor yazarın öyküleriyle.
‘Alamadım Eyvah’ öyküsündeki gencin hayali ancak eski model, en ucuz arabaya sahip olabilmenin sınırlarında geziniyor. Hayali bile gerçeğin, hayatın acı gerçeklerinin etrafında dolaşacak kadar dar. Gerçek yaşamda da çokça karşılaştığımız bu ve benzeri karakterler kendilerine anlaşılır ve sağlam bir yer buluyor Ethem Baran’ın öykülerinde.
Döngel DünyaEthem Baran · İletişim Yayınları · 2019593 okunma