Yaşam boyunca hep bir korku ve arayış içindeyiz.
Bir arayış içindeyiz, çünkü yaşamın (varoluşun) anlamının peşindeyiz. Durduğumuz an saliselerin nezaretinde boğuluyoruz. Bu nedenle durmamak adına, önümüze çıkan her yola korku ve tereddütle sapiyoruz. Çünkü yaşamı daha temellendirememişiz. Oysa bize sözler verilmişti ve vaatlerde bulunulmamış mıydı?
" Bu(sizi davet ettiğim yol) dosdoğru olan yoldur."
(Al-i İmran 51)
"Şüphesiz ki Rabb'im, dosdoğru yol üzeredir."
( Hûd 56)
Ve " Bu yolun dosdoğru bir yol olduğu, benim güvencem altındadır."
(Hicr 41)
Bir yolda , bir insanda olması gereken vasıflar bize iletilmemiş miydi?
"Allah O'nunla ( kitap ve Resûl), rızasına uyanları yolun en doğru olanına iletir, onları izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarır ve dosdoğru yola hidayet eder ."
( Maide 16)
Ve biz, hâlâ temellendirilmemiş bir yaşamda bir arayış ve korku içindeyiz.
Ve bir yaşamda korkular kaygılardan, kaygılar temelsiz yaşamdandır.
" Şüphesiz ki; 'Rabbimiz Allah'tır.' dedikten sonra istikamet üzere olanlar, onlara korku yoktur, onlar üzülmeyecekler."
(Ahkâf 12)
Peki, yanlış olan bize vaat edilenler miydi? Katiyen, hayır.
Yanlış olan bêguman bizleriz.
" Her kim de Allah'a tutunursa, hiç şüphesiz dosdoğru yola hidayet edilir."
( Al-i İmran 101)