Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Birçoğu konuya açıklık getirme maksadı ile;
EsselâmuAleykûm 1.yorumda "Şeriatcılar burda barınamıcaklar artik:))" diye yorum yapan sözde okur vatandaşımızın(şaibeli) sözlerini kâle alıp bir açıklama yapacağım. Şöyle ki; şeriatçılar bu ülkeye başka ülkeden gelmediler! Onların atası, soyu sopu şeriatçıydı. Sen kalkıp ta ne had bilmezlikle burda barınamazlar diye konuşursun be
Kitapları seven birine aşık olmak gerek Hem de deliler gibi, çılgınca Mesela Özgürlük Heykeli'ne bakarken Paris'te Eyfel Kulesi'nin altında Ya da Haydarpaşa Garı'nda tren beklerken Belki de kütüphane rafları arasında Aslında dünyanın herhangi bir yerinde Kitapları seven birine aşık olmak gerek Hem de deliler gibi, çılgınca
Reklam
Kitapları seven birine aşık olmak gerek Hem de deliler gibi, çılgınca Mesela Özgürlük Heykeli'ne bakarken Paris'te Eyfel Kulesi'nin altında Ya da Haydarpaşa Garı'nda tren beklerken Belki de kütüphane rafları arasında Aslında dünyanın herhangi bir yerinde Kitapları seven birine aşık olmak gerek Hem de deliler gibi, çılgınca
Sabah saat 10 sularında TREN GARI önünde toplanan ve demokratik bir hakkı kullanmak isteyen topluluğa yönelik saldırının kim ya da kimler tarafından yapıldığını hemen bilmek mümkün değildir. Ancak patlayan bombalar; Bilinmelidir ki yüksek kardeşlik bilincimize, dostluğumuza, geleceğimize ve vatanımıza yöneliktir. Şiddetle kınıyorum, elbette kınamak tek başına yetmeyecektir. Demokratik bir tepkinin bile kabul edilemediği koşullar karanlık bir zorbalığın habercisidir. Bu karanlığı ve zorbalığı dört gözle bekleyen KARANLIK GÜÇLER ANKARA'YI karartarak amaçlarına ulaşmak mı istemektedirler. Çünkü demokratik bir yol olan seçimlerin yapılamaması ya ülkemizi bir iç savaşa yada Anayasa'yı askıya alabilecek bir sürece hızla sürükleyebilecektir. Seçimlerin yenilenmesi isteği Ülkemizi karanlık bir döneme yöneltmiş ve kardeş kavgasını hızla artırmıştır. Halkımız sağduyuyu elden bırakmamalı ve başımıza örülmek istenen çorabı yırtıp atmalıdır. ZOR GÜNDE KARDEŞLİK BUNU GEREKTİRİR.
Gökyüzünün kaç rengi var
Çocuklar bakın, Gökyüzü avuçlarımıza damlıyor Alıyorum fırçamı elime Başlıyorum hayal etmeye... Alabildiğine kuş uçmalı, Koyu mavi kanatlarında balıklar Yedi yaşındaki pamuk şekerlerim gibi Rengarenk bulutlar.. Yeniden dokunduruyorum renklerime, Sahil kenarındaki baloncu teyze Bırak balonları gizlice gökyüzüme.. Ve gökkuşağından bir tren garı, Bavulları olmayan yolcuların bankları Ellerinde yalnızca kitapla şeker olmalı Serpiyorum renkleri avuçlarıma Sarı,turuncu,mavi,pembe Beyaz çiçekler gökkuşağı içinde Avuçlarım kadar uçurtma Artık çocukların ellerinde dünya.. -Kübra Nur Gümüş
264 syf.
·
Puan vermedi
Kusurla Sev
Osman
Osman
ve
Yeşil Peri Gecesi
Yeşil Peri Gecesi
nin Ersin’i, Selda’sı Hülya’sı, Cavit’i, Süleyman Amcası, Fikriye babaannesi , seni çok özleyeceğim ya da off gitse de kurtulsam diyeceklerim, lanet okuyacaklarım, kıskanacaklarım, imreneceklerim tüm kahramanları, tren kalkıyor, geç kalmayın
Kapak Kızı
Kapak KızıAyfer Tunç · Can Yayınları · 20207,5bin okunma
Reklam
Bir tren garı vedasının hüznüyle yaşıyorum uzun süredir hayatı. Üzerime giyip çıkartamadığım, yamalı bir gömlek eski bir hırka artık hüzün. Kaçsam da kurtulamadığım, üzerime gelen yumrukladığım ellerimi kanattığım duvarlar şahit. Hüzün artık benim derim, kemiğim, etim.
87 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
KARANFİL SADECE ÇİÇEK DEĞİL!
*** Okula gönderilmeyen ablalarıma ve yarası dikiş tutmayan kadınlara… diye başlayan bir öykü kitabı. Doğduğu toprakların kalemi olduğu kadar o toprakların erillerine gelen bir isyan var bu kitapta. Öykü okurluğu son zamanlarda sayısının arttığını gördüğüm bir tür artık. Ne mutlu bana ne mutlu yazanına… 14 öykü ile dikiş tutmayan yaraların
Karanfilin İzi Kaldı
Karanfilin İzi KaldıErman Şahin · Romanoku Yayınları · 202318 okunma
hep yanıldık mı kimbilir inanmak gelmiyor içimden o yanlış tren bindiğimiz midir azala azala unutulduğumuz hani leipzig garı'nda biten yine yanlış mı yaşıyoruz karanlığımızı avuçlarımıza öksürerek sen bir kadın ıssızlığına koşulmuş yarıdan fazla mavi gözlü eylülden eylüle gülümseyen ben görünmez raylara düğümlü garlarda yankılanan bir erkek değerinden eksiğine bozulmuş
yanlış yaşamak
Sirkeci Station anno 1890
“Sirkeci Garı 1890’da açıldı. Ama en şaşaalı günlerinde bile hakkında birkaç kelime eden pek olmadı. Londra’nın St. Pancras ya da Budapeşte’nin Keleti Garlarında tren yolculuğu bir kreşendoyla, simballerin şangırtısıyla sona eriyordu. Oralarda vagon tekerleklerinin gıcırdayarak durduğu yüksek tavanlı muazzam garlar, daha da görkemli bina cephelerinin sıralandığı sokaklara açılırdı. Oysa Sirkeci daha ziyade pes perdeden bir finaldi. Trenler Osmanlı sınırına vardıklarında, kalitesiz raylar ve bakımsız hatlar yüzünden yavaşlar, kaplumbağa hızıyla gitmeye başlardı. Agatha Christie transkontinental ekspresle yaptığı yolculuklarından birinde, trenin hızının ‘allegro con furore’den ‘legato’ya dönüştüğünü gözlemlemişti. Amerikalı romancı John Dos Passos ise 1921 yazında İstanbul’a vardığında, önceleri trenin bir ara istasyonda durup başka bir trenin geçmesini beklediğini düşünmüştü. Sonra da şöyle demişti: ‘Yoksa burası mı? Yo hayır, evet.. burası Konstantinopl.”
Reklam
Zamanın Standardizasyonu ve Bağımsızlığın Yitirilişi'
Eskiden her köyün kendine özel bir "saat"i vardı. Paris Tren Garı, yolculara bir incelik olarak kentin geri kalanından biraz daha geri kalan bir saat kullanırdı. Sonra 19.yüzyılda telgraf kullanılmaya başlandı. Trenler yaygınlaştı ve hızlandı. Bu durumda saatleri bir kentten diğerine eşzamanlı kılmak önemli hale gelmeye başladı. Her istasyon diğerlerinden farklı bir saat kullanırsa tren tarifelerini düzenlemek çok zor olacaktı. Saatleri standart hale getirmeyi deneyen ilk ülke ABD'dir. İlk öneri tüm dünya için evrensel bir saat belirleme yönünde olur. Öneri ilk başta beğenilmez çünkü insanlar yerel saatlerine bağlıdır. Hem Londra'da öğle vakti saat 12.00 iken New York'ta 18.00 sularındaydı. Bunun üzerine Dünya'yı "saat dilimlerine" ayırıp saatleri de yalnızca bu dilimler içinde standartlaştırma düşüncesiyle 1883'te bir uzlaşmaya varılır. Böylece saat 12.00 ile yerel öğle zamanı arasında en fazla yarım saat fark olur. Öneri dünyanın geri kalanında yavaş yavaş kabul edilir ve farklı kentlerdeki saatler eşzamanlı' olmaya başlar...
Mustafa Kemal Paşa, 13 Kasım'da Haydarpaşa Garı'nda trenden iner... Tren ve peron cepheden gelen subay ve askerlerle doludur. İngilizlere ve saraya kafa tutan Mustafa Kemal'i, garda önlem alan Teşkilat-ı Mahsusa (Osmanlı istihbarat örgütü) görevlileri beklemektedir. Bu esnada Mustafa Kemal'i tanıyan ve trenden inişini izleyen bir çavuş, gür bir
Sayfa 141Kitabı okudu
Yolculuğun Yolcuğu
giden ben değilim, yoldur… dizesi de benimdir; ‘yollarsa her zaman biraz küskündür, Yokuşlarda ve inişlerde.. dizesi de… ve başka dizeler: ben hep yollar düşledim, derin yollarda yürürken…
Hilmi Yavuz
Hilmi Yavuz
📍 Akyaka Tren Garı
… Eğer sen yine İstanbul'san Kirli dudaklarını bulut bulut dudaklarıma uzatan Sirkeci garı'nda tren çığlıklarıyla bıçaklanıp Intihar dumanları içindeki haydarpaşa'dan Anadolu üstlerine bakıp bakıp Ağlayan
Sayfa 12 - TİB kültür yayınları
356 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.