AY İNSANLARININ HİKÂYESİ
Yaşlı kemikler, ışığı kaçmış gözler. Her şey sarı, görünüyor. Kendı- mi görüyorum. Orada uzakta, zamanın sarı yıllarında kendimi görüyorum.
Gezgin bir adamın karısıydım ben, ömrümüz dünyayı dolaşarak geç- ti. O ve ben yollarda gezerdik, sırtımızda küçük bir bohça iş kovalardık. Ayaklarımızı yorar, kemiklerimizi
“Hiçbir zaman bilemeyecekler ki yüreğimi kaplayan dumanın, kül tablam da dağ olmuş izmaritten olduğunu. Bir tren gibi geçti biri içinden demeyecekler. Molasız yolculuklara zorlandığımı kimse hiç kimse bilmeyecek…”
kaç tren gelip geçti, bilmiyorum. kaç sigara içtiğimi hatırlamıyorum. dumanlar sarıp sarmaladı beni, başka da sarılan olmadı. zaman sararmış parmaklarımın arasından kum gibi akıp gitti.
...
“Bizi kırdılar”
“yüreğim
yaralı kuşum
topla ve aç kanatlarını”
2 Temmuz 1993’te Sivas’ta Pir Sultan Abdal’ı anma törenlerinde sekiz saat süren taciz, kuşatma, nihayetinde kundaklama ve dumanla boğulma sonucunda 33 aydın ve sanatçının katledilmesinin üzerinden 31 yıl geçti. 31 yıl, belgelemek için uzun bir süre.
Aleviler olarak sözlü