Tuba

Tuba
@tubahtn
İnsan . . Fizik tedavi ve rehabilitasyon ʼ
öğrenci
31 Temmuz
22 okur puanı
Ocak 2021 tarihinde katıldı
Ne çok şey öğretir hayat. En çok da direnmeyi. Sonra kimseye çok da güvenmemeyi. Öyle her sıfatı herkese hemen vermemen gerektiğini. Kalabalığın güzelliğini .. Yalnızlığın gücünü .. Kendi gücünü keşfetmenin en büyük mutluluk olduğunu. Ama en çok da herkese "hiç kimse" olarak bakabilmeyi. Bazı mevsimlerde güneş var diye aldanmayıp, yanına bir şey almanın gerekliliğini. Yani ihtimalleri. Hayatta her şeyin mümkünlüğünü. Hikayede dervişin dediği gibi: “Bu da geçer yahu !”diyebilmeyi ..
Reklam
Einstein ve Şoförü
Einstein konferanslarına hep özel şoförü ile gidermiş. Yine bir konferansa gitmek üzere yola çıktıkları bir gün şoförü Einstein'a; "Efendim, uzun zamandır siz konuşmanızı yaparken ben de arka sıralarda oturup sizi dinliyorum ve neredeyse söyleyeceğiniz her şeyi kelimesi kelimesine biliyorum" demiş. Einstein gülümseyerek ona bir teklifte bulunmuş: "Peki, şimdi gideceğimiz yerde beni hiç tanımıyorlar... O halde bugün palto ve şapkalarımızı değiştirelim, benim yerime sen konuş, ben de arka sırada seni dinlerim." Şoför, gerçekten çok şahane ve başarılı bir konuşma yapmış ve sorulan bütün soruları doğru cevaplamış. Tam yerine oturacağı sırada bir kişi, o güne kadar konferansta sorulmamış ağır bir fizik sorusu sormuş. Şoför, hiç duraksamadan soruyu soran kişiye dönüp: "Böylesine basit bir soruyu sormanız gerçekten çok garip" demiş. Sonra da salonun arkasında oturan Einstein'ı işaret ederek şöyle devam etmiş: "Şimdi size arka sırada oturan şoförümü çağıracağım ve sorduğunuz soruyu, göreceksiniz, o bile cevaplayacak."
Etrafımız o kadar çirkefle dolu ki, temiz kalmak için bir tek çare kendi dünyamıza çekilmek ve muhitle, hiç olmazsa manen, alakamızı çekmektir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İlkokulda kokulu silgisi ve 24ʼlü pastel boya takımı olanlar vardı. Bir de önlüğü yırtık olanlar .. Kırmızı çoraplı çok havalı bir kız vardı mesela. Bütün sınıf o kızı seviyorduk. Evden ekmek arası peynir getirenlerimiz vardı. Çikolata yiyenler ve çikolatanın tadını bilmeyenler .. Çöp kutusunun etrafında konuşanlar falan. Sonra bir arkadaşın vardı, epey fakirdi. Önlüğün içine kazak giyiyordu,montu yoktu. Okuldan mont dağıttılar montu olmayanlara .. Bot falan da verdiler. Bütün sınıfın önünde adları okundu,botları ve montlarını aldılar. Çocuktuk anlamıyorduk. Bu işte bir kötülük, bir çocuğun onurunun Çiğnenmesi vardı. Evet, eğitimci olmalarına rağmen o günlerde bizim öğretmenlerimiz bunu düşünmemişti. İleride öğretmen olursanız siz düşünün mesela. Dünyada adalet yok demek kolay,adaleti belirleyenler biraz da biz değil miyiz ? Adalet sendin. Dönüp dolaşıp bulamadığımız şeydir belki de adalet :).
Kaynak belli, yol belli ama bizler kaynağın etrafında dönüp durmaktan kaynağın içine varamadık . Sonra bir bakmışız bizim etrafımızı dünya sarmış, çıkılmaz olunca da ne dediğini bilmez olmuşuz .
Reklam
Reklam
146 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.