Tuba Aydın

Bir zamanlar İhtiyar Joe Hunt'a akıcı ama samimiyetten uzak bir dille söylediğim gibi: Tarih, zafer kazananların yalanları değildir; şimdi bunu biliyorum. Tarih daha çok, çoğu ne zafer kazanmış ne de yenilgiye uğramış olan hayatta kalanların anılarıdır.
Reklam
Her günün değeri, ondan aldığın tatmin kadardır, bir nebze bile fazlası değil. Gerçekten umut bağlaman ve gerçekleştirmeye çalışman gereken şey daha iyi bir yarın değil, farklı bir bugündür. Gelecek, hayallerinin (yalnız senin değil, başkalarının hayallerinin de) ötesindedir; gökkuşağının ucundaki altın kaseyi aramayı bırak. "Uzun vade" ye ilişkin endişeler ahmaklar ve basiretsizler içindir. Fransızların dediği gibi: Zaman uçar, hayatın tadını çıkar.
Sayfa 118Kitabı okudu
Toplum ve toplumu bir sistem haline getiren kültür, kahraman olmayan, sıradan insanların günbegün, olağan bir şeymiş gibi kahramanca işler yapmalarını sağlayan bir kurmacadır.
Sayfa 109Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Gençken bitmez tükenmez bir gücün olduğuna inanırsın. Kitaplar da durmadan destekler seni: Hiçbir şeyi olduğu gibi kabullenmemek, dünyayı alt etme tutkunu destekler. Ama gün gelir, bir de bakarsın ki, miskin bir memur, geveze bir öğretmen olup çıkmışsın! Çevrendekilere -o eleştirip durduğun insanlara- benzeyivermişsin! Hayatı kabullenmişsin, bir aptal gibi. Ve sürüklenip gidiyorsun."
Aşk olmayan evde, giderek azalıp yok olan bir parfüm, buharlaşarak uçup giden su gibi eşyanın ruhu da yok oluyor. Maddenin anlamı kalıyor geriye. Tek başına ve aşksız yaşayan bir adamın evinde ise eşya evin efendisi kesiliyor. Musluklar bozuluyor, sandalyeler eklem yerlerinden ayrılıyor, koltuklar ihtiyarladıkça ufalan insanlar gibi küçülüyor sanki. Eşya yalnızlıkta çok ses veriyor.
Reklam
Reklam
98 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.