Elimde bazı kitaplar var isteyen istediği kitabın adını yazabilir, birden fazla kitap yazabilirsiniz. Yorum önceliğine göre göndereceğim.
Nabizade Nazım - Zehra
Namık Kemal - İntibah
Namık Kemal - Vatan yahut Silistre & Zavallı Çocuk
Namık Kemal - Akif Bey
Recaizade M. Ekrem - Çok Bilen Çok Yanılır
Sami Paşazade Sezai - Sergüzeşt
Namık Kemal - Gülnihal
Nabizade Nazım - Karabibik
Ahmet Mithat Efendi - Jöntürk
Namık Kemal - Cezmi
(PARAF YAYINLARI)
Nurdan Beşergil - Bir Sonraki Dolunay
Sinan Akyüz - Piruze
Aytekin Gezici - Dünyayı Yöneten Gizli Örgütler
Hasan Öztürk - Gönlümün Şirazesi Bozuldu
Debbie Shapiro - Zihin Gücüyle İyileşme
Muazzez İlmiye Çığ - Atatürk ve Sümerliler
Muazzez İlmiye Çiğ - Sümerlilerde Tufan Tufan'da Türkler
Jack London - Meksikalı, Vahşetin Çağrısı, Adem'den Önce (İlya Yayın)
Dostoyevski - Beyaz Geceler
Anton Çehov - Hikayelerden Bir Demet
Susan Pinker - Köy Etkisi
‘İçeriden ve bazen dışarıdan bir tufan, bir lodos geçer üstümüzden ve hayatımızı yıkılan ağaçlar, çökmüş çatılar, antensiz teraslar ve enkazlar arasından buluveririz ve gün gelir bu yıkıntılardan çok azı kalır geriye. Çünkü yeniden inşa ederiz her şeyi. Elbette diktiğimiz yeni ağaçlar farklı yerlerde olacak ve serpilip büyümeleri zaman alacak. Üstelik enkazlar arasında hiç kimsenin yüreğinden ve aklından silemeyeceği yıkıntılar da olacak ama yeniyi kurma işi durmayacak.’
.
Santiago bazı kişilerden farklı düşündüğü için beş yıldır hapiste.
Eşi Graciela kızları Beatriz ile hayatlarını Santiago’dan ayrı sürdürüyor.
Don Rafael (Santiago’nun babası) yaşlanırken yeni bir uyanış mümkün mü diye soruyor..
İlkbahar yaklaşıyor, her biri bir köşesinden tutuyor..
.
Mario Benedetti, zıt duyguları öyle ustaca bir araya getiriyor ki! Bir karakterin umudunu, başka bir karakterin karamsarlığı örtüyor örneğin. Uruguay’ın siyasi geçmişine de değiniyor Benedetti. Ama bunu yaparken insan psikolojisini mekan seçiyor. O mekanı renklendiriyor, parçalıyor, sonra toparlıyor. Bir çemberin içinde dönüp duruyor okur, küçük bir kız çocuğu da oluveriyor; parmaklıkların ardından çıkışı bekleyen bir mahkum da..
Altını çizdiğim pek çok cümle, kafamda oluşturduğum son ile beraber çok sevdim Kırık Köşeli İlkbahar’ı..
.
Filiz Öztürk çevirisiyle~
Düzenbazlar ve Mahmud Efendi
Kanal D, Show TV, Star gibi kanallar haber vermiyor, sanki Müslümanlara yönelik sebbiyeler yayımlıyordu. Millet de her akşam haber bültenlerinde seraba İslâm'a hakaret eden çevrenin yayınlarını dinlemek zorundaydı. IKDAVdaki yemekhanemizde sadece haber programları için açılan bir televizyon vardı. Ne var ki küresel