Uzun zamandır iş, güç, yoğunluk derken bitiremediğim, her fırsatta az az da olsa elime almaya çalıştığım İnsancıklar bugün bitti. Okuduğum ilk Dostoyevski romanı, ve aynı zamanda Dostoyevski'nin de ilk romanı... Romanda aşk/dostluk ilişkisinden ziyade insani duygular ve sınıf ayrımı işlenmiş. Birçok yönüyle alt sınıf insanının duygularını, yaşantısını, acılarını yansıtan ve iki yoksul insanın birbirine yazdığı mektuplardan oluşan bir roman. Yozlaşan toplumu, insanların çaresizliğini görünce yer yer sinirlenip, üzülüyorsunuz haliyle, zaten vicdan sahibi olup da üzülmemek ne mümkün! Hele bu denli gerçekçi anlatımlarla...(Belki de gerçektir, kim bilir.) Üzülüyorsunuz çünkü hepimiz birer Makar, birer Varvara'yız aslında. Üzüldüm sadece bu ikiliye; umarım bir yerlerde, bir şekilde mutlu hayatlar yaşamışlardır, mümkünse birlikte... En azından ben zihnimde öyle canlandırıyorum. Yine de keyifli okumalar diliyorum. :')