Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.26
Tuğba Aydoğan Akcalı
Tuğba Aydoğan Akcalı
@tuha41
115 reader point
Joined on December 2018
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Uzun zamandır elimde kalan, bir türlü bitiremediğim ve de bir kitabı bitirmeden diğerine başlayamama huyum olduğundan, kitaplardan uzak kaldığım bir döneme sebep oldu.
Büyük övgüler duyup başladığım Anne serisi, ilk kitabı harici sıkıcı ve birbirine çok benzeyen konuların dört kitapta(serinin ilk dört kitabını okudum) tekrar edildiği hissini uyandırdı bende. Beklentimi karşılamadı. Bitirmek için kendimi çok zorladım.Sevenlere saygım sonsuz ama tavsiye eder miyim bilmiyorum.
"Spoiler içerir."
"Ne yazsa okurum" dediğiniz yazarlar varsa, benim de böyle dediğim nadide insanlardan biridir Sinan Canan. Yeri gelir güldürür yeri gelir hüzünlendirir ama sonunda hep kapısı açık olan umut ışığını yüreklerimize serper.Dilerim ki onun gibi insanların, toplumda daha da yükselir sesleri..
Kitapta neler anlatılıyor diye merak ediyorsanız. Günümüzde çoğumuzun en az günde bir kere düşündüğümüz sağlıklı yaşamın, sayılardan rutinlerden ibaret olmadığını, aslında kaosun hem doğanın hem de onun parçası olan vücudumuzun en sevdiği şeylerden biri olduğunu yüzümüze çarpıyor.
Sağlıklı ve uzun yaşamın sırlarını hiç çekinmeden bizimle paylaşırken, bu zamana kadar doğru bildiğimiz yanlışları yaptığımız zamanlar için kendimi üzmedim desem yalan olur :)
Kesinlikle tavsiye ediyorum, şimdiden herkese keyifli okumalar.
Eveet uzun zamandır bilimsel makale tarzında kitap elime alıp da böylesine zevk aldığım olmuş muydu, sanmıyorum.
Elinize aldığınız anda sizi içine saran adeta bir roman ama değil, yeri gelip sizi güldüren yeri gelip içinde bulunduğumuz durumu öğrenip dehşete düşürten bir kitap.
Yazara gelirsek; okuduğum ikinci kitabıydı (ilki Pia Mater'dı) ama, onunla geç tanışmış olmanın verdiği hüzün içerisindeyim.
Bu kadar bilimsel bilgiyi yalın ve herkesin anlayabileceği şekilde harmanlayıp biz okuyuculara büyük bir zevkle sunuyor. (Buradan ona sesleniyorum siz yazın ve bizler de zevkle okuyalım.)
Kitabı okudukça vücudunuzda yabancı olduğunuzu farkedip ürkmüyor değilsiniz ama; tüm insanlık olarak evrende yalnız mıyız diye sorarken, içimizdeki evrende neredeyse azınlıkta olduğumuzu farkedip hayrete düşmemek elde değil.
Günümüzde çok popüler olan probiyotik prebiyotik meselesine de el atan yazarımız kendisinin nörobilimle uğraşan bir fizyolog olduğunu, bu kitabında okuyucularına ne yiyip ne yememesini önerecek bir gayesi olmadığını belirtip, mikrobiyotasını sağlıklı tutan bireylerin mental ve fizyolojik olarak sağlıklı olacaklarının altını çiziyor...
Son olarak sevgili mikrobiyotam ve ben bu kitabı herkese öneriyoruz okuyun, okutturun :)
Reader Follow Recommendations
Akilah Azra Kohen
Adını Fi, Pi, Çi kitaplarıyla hatta dizisiyle duyduğum, ama kendisini Aeden kitabıyla tanımaya başladığım insan. Kendisi tanımıyla bir yazar değil, bu yola kendi gibi olan insanları bulmak adına çıkmış.Bana soracak olursanız, şu an gördüğümüz tabloda hiç de yalnız değil..
Benim okuduğum ikinci kitabı ve yazarın ortak tavrı; okuyucuya bilgiyi öyle ilgi çekici bir şekilde veriyor ki "Yok artık bu kadar da olmaz" dediğiniz anda, sayfanın alt kısımlarında verilen kaynaklarla heyecan ve şaşkınlık karışımı duyguların içinde kavruluyorsunuz. Ben en çok bu yönünü seviyorum yazarın, o yazsın ve bizde doğru mu diye araştırmaya devam edelim.
Gelelim bu kitabı Gör Beni'ye. Cumhuriyet döneminin çalkantılı yıllarını güzel bir dille anlatmış. Tamamıyla birbirine zıt iki karakterin hayatlarının Valpreda'da kesişmesiyle roman başlıyor.( Bu kitaptan sonra Kadıköy'e sırf Valpreda Apartmanı ve yel değirmeni icin gitmek istiyorum :)) Bu iki karakter ve ailelerinin yaşamıyla; o dönemin Türkiye'si, İnsanlık Tarihi, Atatürk İlke ve İnkılapları'nın insanlar üzerindeki etkisi, coğrafyamızın jeopolitik önemi ve dış mihrakların bizler için hazırladıkları planlar gibi konularda bilgi bombadımanına tutuluyorsunuz.
Bu bilgi bombardımanını iyi kavrayabilelim diye yazar müzik listesi de ayırmış bizlere.
Kitabın sonunda da çok güzel bir mesaj var.
Ben beğendim ve etkilendim.Herkesin okuyup faydalanması dileğiyle. Sevgiler...
(Spoiler içerir.)
Çağımızın belki de en objektif olabilen nadir tarihçilerinden, bizlere yaptığı eleştirilerle gönüllerimize taht kuran insan: İlber Ortaylı.
Bu zamana kadar İlber Ortaylı'yı televizyonda izlemiş biri olarak şunu söylüyorum ki; kitapları daha bir bambaşkaymış. ( Yan etki olarak cahilliğinizi yüzünüze hafif hafif çarpabilir ; aman dikkat :))
Kişisel gelişim kitapları sevmeyen biri olarak, bu kitabı buradan okuduğum alıntılar ve incelemeleriyle alma cesaretinde bulundum. İlk sayfasına şöyle bir bakayım derken kendimi ard arda sayfa çevirirken buldum.
Kitap soru cevap şeklinde gectigi için okuru hiç sıkmıyor. Bölümlere ayrılmış ve bir insanın ömrünü verimli geçirmesinin yolları anlatılmış. İlk başta yanlış yaptıklarımız çarpıcı bir şekilde göz önüne serilirken, ardından doğrusu yöntemleriyle birlikte açıklanıyor.
Ben okurken çok keyif aldım, bitmesini istemedim. Başucu kitabım olarak her daim yanımda olmasını isteyeceğim nitelikte. Darısı diğer İlber Ortaylı kitaplarının başına :)
-Spoiler içerir.-
48 sayfalık kısacık çerez niyetinde bir öykü.
Yazar bu kitabında iki genç kızın birbirine ve hayran oldukları kişiye olan bağlılığını ön plana atıp içinizdeki gençliğe sesleniyor. Hangimiz çocukluktan ergenliğe geçerken kendimize bir idol bulup hayran hayran seyretmedik, hayal kurmadık ? Şahsen benim bu dönemlerim, okurken gözlerimin önüne geldi ve yazarla beraber tekrar güldüm :)
Ana karakterin yıllardır içinde tuttuğu bir sırrı arkadaşına açıklamak isteği üzerine yazdığı mektupla tüm olaylar başlıyor. Ve de yıllar sonra ödenen borçla bitiyor. Arada zihin dinlendirmelik bir kitap olduğunu düşünüyorum. İyi okumalar!
Harry Potter filmlerinin ünlü olduğu dönemde çocukluğumu yaşamış biri olarak söyleyebilirim ki; filmler hem çocuklar hem de yetişkinler için olağanüstüydü.
Bu zamana kadar kardeşimin ısrarı olmasa kitaplarını okuma ihtiyacı hic hissetmemiştim. Ama yanılmışım ! Kitap sürükleyici, büyüleyici her çocuk için ve içinde çocuk yetiştirebilen biz yetişkinler için, bir harika.
Filmleri kitapları okumadan izlemenin tek avantajı, hazır bir sahne üzerinde zihninizde canlandırmak oluyor sanırım. Kitapla filmi birleştirince bendeki tüm eksik kalan taraflar birleşti. Şimdi tekrardan bu kitabın filmini izlemek istiyorum.
Tavsiye konusuna gelecek olursak, Harry'nin büyülü ve gizemli fantastik olaylar dolu dünyasını kim merak etmez ki ?
Harry Potter ve Felsefe TaşıJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Yapı Kredi Yayınları · 202053.2k okunma
Büyük yazar Kafka'yı tanimak ve anlamak üzere ilk olarak bu kitapla başlamak istedim.
Kitapta bir insanın bir gecede böceğe dönüşümü ve ardından yaşadığı olaylar anlatılıyor.
Yazarın muhteşem empati yeteneğiyle, bir anda kendinizi bir böcek yerine koyup ben olsam ne yapardım diye kendinize sormaktan alıkoyamıyorsunuz.
Aslında bu kitaba başlamadan önce kitapla ilgili çok fazla araştırma yapmamıştım. Sanırım bu yüzden bazı olaylar aklıma yatmadı. İleride tekrar okunabilecek değerde bulduğum için bir şans daha vereceğim.
( Spoiler içerir.)
Açık söylemek gerekirse Stefan Zweig kitaplarına karşı ön yargılı olmuşumdur hep. Çevremdeki insanların yoğun tavsiyeleriyle ve buraya yeni kaydolmuşluğun verdiği cesaretle kitaplara başladım.
Amok Koşucusu, Erika Ewald'ın Aşkı ve Hayatın Mucizeleri okuduğum eserler arasındaydı. Ama bu gece de sanırım benim Stefan Zweig kitapları arasında "Olağanüstü Bir Gece"m oldu !
Bir insanın her şeyi elde etmişliğinin verdiği monotonluk, duyarsızlık ve sonrasında bir anlık heyecan için (aslında kendi hayatının dönüm noktası) tüm hayatını yok edebilme cesareti benim en etkilendiğim nokta oldu.
Ayrıca insan bünyesindeki bu karmaşık, birbirine zıt duyguları böylesine apaçık ifade edebilme becerisi de yazarın gönüllerimize taht kurmasını sağlıyor.
Uzun betimlemeleri sevmeyen biri olarak bu kitabı herkese tavsiye ediyorum :)
Mevlana der susarım...
Mevlana'nın hayatı hakkında son 10 yıldır çıkan eserler sayesinde az da olsa bilgi sahibi oldum. Daha sonrasında da Konya'ya yaptığım mini gezi sayesinde Mevlana hayatının ve fikirlerinin birkaç kitap ve gezilerle tamamen kavranılamayacağını öğrendim. Dünya çapında bu kadar sevilmesinde araştırılmasında saygı duyulmasında bir sır olmalıydı. Ve bu sır eserlerinde saklıydı.
Sırrı öğrenmek adına Mesnevi'ye geçişi kolaylaştıran bu kitap elime geçti ve zevkle bitirdim!
Okuduğum kitaba değinecek olursak, Mesnevi'deki bazı hikayeleri (76 adet) günümüz Türkçesi ne çevrilmiş sadeleştirilmiştir. Kısa kısa, öğretici, yol gösterici, toplumumuzun en temel ilkelerini, ahlak kurallarını işlenmiş her seviyenin anlayabileceği dilde yazılmıştır.
Hikayelerdeki hayvanları çokça kullanmış insanlara bazen hayvanlar üzerinden bazen de hayvanlara insanlar üzerinden ders vermiştir. Bu yönüyle çocukların dikkatini çekeceğini düşünüyorum.
Son söz olarak kitabın arka kapağından bir kaç cümleyle incelememi bitirmek istiyorum;
" Bu kitap, sonsuz bir okyanusa, zengin bir manevi dünyası olan Mesnevi'ye doğru atılacak ilk kulacınız olacak..."
Gizemden beslenen bir dedektif düşünün ve o dedektif mesleğini para kazanmak için değil de sadece hoşlandığı için yapsın. Ve öyle bir yapsın ki, sizde bunu okurken onun zeka oyunlarına oyunculuğuna kibarlığına hayran kalın..
Bence dünya edebiyatının nadide ve unutulmayacak karakteri Sherlock Holmes'u, öğrenmeye açık macera seven herkes okumalı ve okutmalı.
Not: Bana bu kitabı okumaya zorladığın için teşekkür ederim kardeşim !
Bu kitabı elinize alıp da bırakmak ne zor ! Haydi bıraktın diyelim, bütün gün aklında oluyor insanın..
İçerisindeki karakterlerle okuyucunun bu denli bütünleşmesinin her yazara ait bir özellik olmadığını anlayacak kadar (az da olsa) kitapsever biriyim. Ve buradaki bu uyum tartışılamaz şekilde çok etkileyici. Yazara buradan teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
Aile; sığındığımız, en çok kırdığımız, en çok mutlu olduğumuz, bazen kaçmak istediğimiz, bazen tutunmak istediğimiz bir liman. Bu limanı sağlam tutmak da bizim elimizde. Kısacası bu kitabı okuyacaksınız yakınınızda aile fertlerinden birini bulundurmayı unutmayın. Çünkü (özellikle de kitap bitiminde) onlara sarılma ihtiyacı hissedeceksiniz.
Not : Defne lütfen yazmaya devam et !
İçindeki sıcacık öykülerde hayatınızdan bir kesit bulacağınız, kah gülüp kah ağlayacağınız bir kitap.. "İnsan" olmayı sorguladığımız bu teknolojik dönemde, hepimiz için bir passiflora etkisinde.
