Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bazan, ki seyrek oluyordu bu, mevsimlerin değiştiğini, kışın bittiğini leyleklerin geçmesinden anlıyor ve yavaş yavaş yaşlandığını hissediyordu.
Sayfa 261
Eski şeyleri seviyordu: kenar mahallelerde boza satarken keşfettiği mezarlıkların havası, yosun tutmuş cami duvarları, pirinç muslukları tıkanıp kurumuş kırık çeşmelerin üzerindeki anlaşılmaz Osmanlıca yazılar hoşuna gidiyordu.
Sayfa 261
Reklam
Hayatının en mutlu yıllarını yaşadığını bazen seziyor, ama bu bilgiyi aklının yalnızca bir köşesinde tutuyordu. Mutlu olduğunu düşünürse onu kaybedebilirdi. Zaten hayatta öfkelenip söylenecek ve o anki mutluluğunu insana unutturacak o kadar çok şey oluyordu ki.
Sayfa 257
Tuhaflık bir kusur değildir. Tam tersi bazen kadınlara cazip gelir.
Eğitimsiz birinin eğitimsiz biri gibi davranmasında ne gibi bir kötülük ya da tuhaflık olabilir ki? O insanın bir hata yapmamasını umduğun için aslında kendini suçlaman gerek. Çünkü başlangıçta bu kişinin bir hata yapacağını anlama yetisine sahiptin. Bunu unutan sen, onun hata yapmasına şaşırıyorsun.
Korkarım biz de herkes gibi birbirimizin hayatından bir tuhaflık olarak geçip gideceğiz.
Reklam
Bakın bana: Ben kimsenin kölesi, haremi, esiri değilim... Bakın bana: Özgür olmak nedir anlayın.
Sayfa 234
Zilif-Filiz
biraz önce dışarı çıktım, yürüdüm, denize baktım. pek o kadar hüzün vermedi bana, artık çıkıp gideceğim bu dünya. (çok garibime gidiyor, sana büyük bir insana söylenecek sözlerle yazmak; ama kendimi zorluyorum, seni o yaşında görmeğe, sana öyle yazmağa...) bu dünya pek fazla şey vermedi bana — hoş, ben de ona pek birşey vermedim ya... ama
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.