Kesinlikle tüm kadınlarımızın okuması gereken cesaret veren bir kitap .Yazarın eline sağlık .Motivasyon arttırma ve realistlik tam puan keşke daha çok insanın başardıklarını içerseydi dediğim olmuştur
İşgalden Türk Ocağı da nasibini almıştır. Türk Ocağı'nın basılmasından bir gün önce Ocaklılar, eşyaları duvarını deldikleri yan taraftaki konağa taşımışlardır. Bu faaliyet alt katta nöbet bekleyen Anzak askerlerine hissettirilmeden yapılmıştır. Ocak, Binbirdirek'te bulunan Talim ve Terbiye Cemiyeti binasına taşınmıştır. Meclis serbest
Aşk romanında Ella’nın dediği gibi, “Kırkıma bastım ya artık her şeyin ‘daha’ fazlasına sahibim: Daha bilgili, daha olgun, daha sağduyuluyum. Ve yüzümde daha fazla kırışıklık var, saçımda daha fazla kır. Daha kırgınım ve daha yorgun…” Kırk yaş daha evvel hiçbir yaşın yapamadığı kadar etkiliyor kadınları. Tutup silkeliyor. Kırkına gelen kadının algıları sihirli bir değnek değmişçesine değişiyor. Kendine, sevdiklerine, dünyaya, hayata ve ölüme bakışı yenileniyor. Bunalımlar da daha derin yaşanıyor bu dönemeçte, hasretler ve serzenişler de, tutkular ve sevinçler de. Kırkına basan kadın önce moralini bozuyor, kendi elleriyle. Sonra başlıyor küllerinden doğmaya, kendim yemden inşa etmeye.
Anneler çocuklarını kuzövlerde yetiştirmek isterler uzunca bir müddet onları herhangi bir mikrop yada virüsle muhattap bırakmak istemezler böylelikle çocuklar kendi bağışıklık sistemlerinin geliştiremezler ve bunun etkilerini ölene kadar yaşarlar