İlk defa böyle bir kitap okuyorum. Başta çok sıkıldım. Klasik okurken çok sıkıldığım halde devam ettim. Vereceği mesajı en sonunda verdi. Kadınların değersiz görüldüğü, sadece eğlence için birlikte olunduğu bir zamanda hiç dışarı yüzü görmemiş bir kızın aşkını anlatıyordu. Ama ne aşk! Gerçekten içerisinde anlam veremediğim ve hiç tasvip etmediğim sahneler geçti. Ve en sonunda kızın aşkını ve duygularını kimse önemsemedi tabii ki. Zaten onun ne önemi vardı ki? Bir erkeğin keyfi yerine gelmeyecek miydi sanki? Tek önemli olan şey buydu. Babası belki de şuan ki pek çok aile gibi ' kızımın iyiliğini bir tek ben düşünürüm o ne bilir sanki' diyerek onu hiçe saydı. Bütün üzüntüleri hastalıkları bile umurunda olmadı. Neden? Çünkü tek doğruyu bilen kişi onlar. Çocukların istekleri hiç bir zaman önemli değil nasıl olsa. Zengin bir kocaya verse, herkesin ağzında olan biriyle evlendirse yeter onun için. Hiç bir zaman o ne düşünür, bu kişiyle mutlu olur mu, gönülleri birbirine uyar mı? Diye düşünmezler. Fitnat'a da böyle oldu. Çok zengin birine verdiler ama bu hayatının sonu oldu. Tabii ki Tal'at'ın da.. Çok güzel bir umutsuzluk hikayesiydi. Böyle aileler var olduğu sürece kaçınılmayacak sonu gösteren bir kitaptı. Kızın o gencecik güzelliğine üzüldüm. Ama zamanımızda pek bir düşünceyi değiştireceğini sanmıyorum.