tugbook

Değişmediği için de, sanki yaşamıyor gibiydi
Sayfa 235
Reklam
...sanki iki insanın arasında sınırlı bir miktarda sevginin bulunması kaçınılmazdı, iki kişiden birinde sevgi fazlaysa, bu fazlalık mecburen öteki kişiden alınacaktı...
Sayfa 313
Ya acı çekmekten ya da sevmekten vazgeçmem gerekiyordu
Sayfa 95

Reader Follow Recommendations

See All
Ölümü yadsımak, yaşamı yadsımanın en güçlü göstergesi
Sayfa 154
Yaşlı bir kadının eskiden ne kadar güzel olabileceğini anlamak için, her çizgisini sadece görmek değil, tercüme etmek gerekir.
Sayfa 246
Reklam
Hepimiz, artık sevmediğimiz zaman, biliriz ki, unutmak, hatta bulanık hatıralar bile, mutsuz aşk kadar ıstırap vermez
Sayfa 177
Fani olduğundan şüphelenmek, dehşet hissini başlatır; fani olduğuna emin olmak, dehşet hissine son verir.
Sayfa 184
Ölmek bir şey değil, yaşamamak korkunç
Sayfa 832
Aslında hiçbir şey göründüğü kadar küçük değildir; doğanın derin gizemlerinin buyruğuna girmiş herkes bunu bilir. Felsefede mutlak gerçeğe varılamasa da, neden sonuç gibi sınırlandırılamazsa da, derin düşüncelere dalan biri ayrıştırılan tüm güçlerin tek bir bütünde sonlanması karşısında büyük bir coşkuya kapılır. Her şey her şey için çalışır.
Sayfa 185
Etten yapılmış gözlerimize bir başkasının vicdanını görebilme olanağı verilseydi, bir insan hakkında düşüncelerinden çok düşlerine bakarak daha kesin bir karar verilebilirdi. Düşüncede var olan irade düşlerde yoktur.
Sayfa 817
Reklam
Burada söylenenlerden sana ne? Peşimden gel, aldırma denilenlere. Rüzgarda doruğu bel vermeyen Sağlam bir kule gibi ol sen; Çünkü düşüncesinin üstüne düşünce yeşerten, Uzaklaşmış olur ereğinden, İkinci düşünce güçsüz kılar ilkini.
Sayfa 378
Gözlerini kapamazsa, kimse hayatta güzel rüya göremezdi
Sayfa 333
Paramparça olacağım. Ömrüm boyunca alaya alınacağım. Seğiren suratları, yalan söyleyen dilleriyle bu erkekle kadınların arasında fırtınalı denizdeki mantar gibi aşağı yukarı fırlatılıp duracağım
Sayfa 87
Yeryüzünde yürüyen ve soluk alan yaratıklar arasında İnsandan daha güçsüz bir yaratık beslemez toprak ana
Sayfa 311
Ya eğitimin amacı çocuklarımıza yalnız insanlarla değil ağaçlarla, hayvanlarla, toprakla, ay ve gökyüzü ile birbirlerine bağlı oldukları hissini aşılamak ise? Ya yaşamın amacı bu bağları ve neden oldukları tüm duyguları hissetmekse?
Sayfa 193
Şikayet etmek enerji harcıyor; şikayet, yargılama ve öfkelenmeye benzemeyen, kırılgan ve içimizi oyan bir güç. İnsanın aklını ve ruhunu geliştiren hiçbir yönü yok, bu yüzden şikayet hakkımızı kendimizi yaralamaya gerçekten değecek zamanlar için saklamak en iyisi olurdu.
Sayfa 122
Reklam
Her şey için hep erken...Sonuç : Geç kalmak.
Sayfa 192
Rüzgar eser. Hırçın rüzgarlar da vardır, insanın ruhunu okşayan rüzgarlar da. Fakat tüm rüzgarlar gün gelip yitip gider. Rüzgar cisim değildir. Havanın yer değiştirmesine verilen genel addır yalnızca. Kulak ver, bu metaforu anlamaya çalış.
Sayfa 470
Şu dünyada insanlar can sıkıcı olmayan şeylerden hemen bıkarlar. Bıkmadıkları şeyler ise çoğunlukla can sıkıcı şeylerdir.
Sayfa 158
Düşünmeye başlayalı beri bir gün sarhoş olmadan gülmedik ki.
Sayfa 25
Karanlık daha şimdiden dik dağ yamaçlarını kaplayan mırıltılı çam ormanlarının altına sokulmuştu.
Sayfa 755
Demir olsaydım çürürdüm, toprak oldum da dayandım, toprak oldum da dayandım, toprak oldum da...
Sayfa 248
Reklam
Kapının önünde bir kaplanın varlığına inanmamla, gerçekten bir kaplanın kapının önünde beklemesi arasında hiçbir ayrım yoktur.
Sayfa 38
Bir kimsenin dünyaya gelirken yanında getirdikleri değil, bunları değerlendiriş biçimi önemlidir.
Sayfa 21