eli kanlı Fouché görüşlerini tümüyle değiştirmiştir; 1 Ağustos 1815'te kiliseye doğru yürüyüşü 1793'teki yürüyüşüne pek benzemez; bu kez "fanatizmin utanç verici simgeleri" olan haçları ve altarları çekiçlerle parçalamak üzere değil, 1793'te alay etmek için bir eşeğin kulaklarına geçirdikleri piskopos başlığını taşıyan bir adamın, evliliklerini takdis etmesi için soylu karısıyla birlikte yürür tevazu içinde.
Sayfa 254 - Can Yayınları
Öyleyse önemli miydi, diye sordu kendine Bond Street'e doğru yürürken, kaçınılmaz olarak tümüyle yok olup gitmesinin bir önemi var mıydı; bütün bunlar, her şey onsuz olmaya devam edecekti; içerliyor muydu bu duruma, yoksa ölümün kesin bir son olduğuna inanmak avutucu bir şey değil miydi?
Reklam
Günümüzde insanlar, ortamın ve çevre şartlarının İslâmî değil; câhiliyye yapısı arzettiğinden, İslâm'ı doğru bir şekilde kavrama ve sırât-ı müstakim çizgisini kolaylıkla sürdürme imkânlarına yeterince sahip değildirler. İslâm dışı, hatta İslâm'a düşman düzen ve buna bağlı kurum ve kuralların etkisiyle her an bâtıl yollara bilinçsiz de olsa dalma riskiyle karşı karşıyadır. Bunlardan birkısmı, belki imanını tümüyle giderecek ve kişiyi mürted yapacak hususlardan kaçınabiliyorsa da, bir kısım insan bilerek ve seçerek İslâm'dan farklı yollar/ideolojiler/dinler edinmektedirler. Bu kimselerin mâzîsinde İslâm'ı gerçek anlamıyla bilip bir bütün halde kabul etme ve yaşama gayreti var iken, sonradan bilinçli bir tercih sonucu dinini değiştirme sözkonusu olmuş ise, -neûzü billâh- mürtedlik vuku bulmuş olur.
Sayfa 156 - Rağbet Yayınları
Senin sağ olduğunu bilmek
Bana belki, neden kendimi öldürmeyi seçmediğimi sorabilirsin. Seni sevdiğim için. Sen varsın da ondan. Bu kendi başına öyle büyük bir şey ki, ölmeme izin vermiyor. Senin sağ olduğunu bilmek için benim de sağ olmam gerektiğine göre, bu haldeki dünyada, bu dünyanın istediği hayat biçiminde yaşayacağım. Yarım yamalak değil, tümüyle. Yalvar yakar ondan kaçarak değil, yürüyüp onu karşılayarak; acıda ve çirkinlikte ondan baskın çıkarak; bana yapabileceği en büyük kötülükleri önce kendim seçerek. Yarı dürüst birinin karısı olarak değil, Peter Keating'in karısı olarak. Ve ancak zihnimin içinde, hiçbir şeyin dokunamayacağı yerde, kendi küçülmemin duvarlarıyla korunan ve kutsallaşan bir yerde, seninle ilgili düşüncelerim ve senin var olduğun yolundaki bilincim olacak. Arada sırada kendi kendime, Howard Roark, diyeceğim ve bunu diyebilmeyi hak ettiğimi düşüneceğim." Karşısında duruyordu. Yüzünü onunkine doğru kaldırmıştı. Dudakları gergin değildi. Yumuşak biçimde kapalıydı. Ama ağzının biçimi, yüzünde çok belirgindi. Acının, şefkatin ve razı olmanın biçimindeydi.
Üçüncü korkusuzluk türüyse, kendi kendisiyle kalan, kendine güvenen ve yaşamı seven, tam anlamıyla gelişmiş insanlarda görülür. Doymakbilmezliği yenmiş kişi, herhangi bir tapıma ya da herhangi bir şeye tutunmaz, dolayısıyla yitirecek hiçbir şeyi yoktur: zengindir çünkü boştur, güçlüdür çünkü arzularının esiri değildir. Ta-pımlardan, usdışı
392 syf.
·
Not rated
Böyle şler söylemeleri seni neden bu kadar etkiliyor? Çünkü ait olmaya çok önem veren1 düşünüş tarzı içindesin, yani övgü, aferin, takdir, beğeni, mükafat bekleyen milyarlarca insandan 1isin 61 Savaşçı içinde bulunduğu duygusal durumu kendisi belirler dJuan 375 Kaç kişi şu anda yaşamanın 1mucize olduğunun bilincinde? 249 Sorunun temelinde
Savaşçı
SavaşçıDoğan Cüceloğlu · Remzi Kitabevi · 202110k okunma
Reklam
957 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.