Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ne güzel yaşıyorsunuz ve köprülerinizde gidip geliyorsunuz, demişlerdi. Bunu duyduğumda kalbim sızlamıştı. Siz ne bilirsiniz, diye düşünmüştüm. Ve anladım ki burada yaşamamış, o zamanlar bizimle birlikte olmayan biri, o harikulade eski Tuna köprülerimiz bir bir havaya uçarken bir milyon insanın ne hissettiğini de bilemezdi. Ve günün birinde nehri tekrar ayağımız kuru geçebilince neler hissetdiğimizi.
Manastır Askeri Lisesinde Mustafa Kemal' den iki sınıf yukarda devrimci subaylar arasında en önemli rakibi olacak olan biri vardı. Enver adındaki bu genç Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devletini yenilgiye sürükleyecekti. Ailesi Tuna Nehri'nin ağzı yakınındaki Osmanlı kalesi Kili'den (şimdi Ukrayna Besarabyası'ndaki Kiliya) gelmeydi. 1881 Kasımında İstanbul'da doğmuştu v e Mustafa Kemal'den birkaç ay küçüktü.
Reklam
Rusya-Avusturya ittifakı ve Grek Projesi:
Yedi Yıl Savaşları sırasında İngiltere, Prusya ve Hollanda; Avusturya ve Fransa'ya karşı ittifak yapmı şlar ve galip gelmişlerdi. Ö zellikle Avusturya'nın Prusya'ya yenilm esi, b u devleti kuvvetli bir müttefik aramaya sevketti. Avusturya Başbakanı (Şansölye) Kaımitz bu müttefiki Rusya' da bulmuştu. Bunun sonucu ola­rak, 1781
Tuna Nehri gibi akıp giderdi hayat; Tuna boyu türküleri de bu hüzünlü pervasızlığı, acıların üstünü kaplayan dayanma gücünü anlatırdı.
Tarihimizin iftihar sayfalarından birini teşkil eden Plevne Zaferi, milletimizin gönlünde ve dilinde ebedîleşmiş, abideleşmiş, hakkında destanlar, türküler söylenmiştir: "Tuna Nehri akmam diyor, Kenarımı yıkmam diyor, Şanı büyük Osman Paşa, Plevne'den çıkmam diyor. Düşman Tuna'yı atladı, Karakolları yokladı, Osman Paşa'nın kolundan, Beş bin top birden patladı. Kılıcını çaldı taşa, Taş yarıldı baştan başa, Şanı büyük Osman Paşa, Askerinle binler yaşa!"
Sayfa 477 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okudu
“Adakale Tuna Nehri üzerinde çok güzel bir adaydı. 1878 Berkin anlaşmasında Osmanlı Devleti’nde kaldı. 1913’te Avusturya işgal etti ama tanınmadı. Lozan’da da aidiyet müzakere konusu oldu ve Romanya’ya bırakıldı.”
Sayfa 223 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
beni İbrail'in kendi halinde bir vatandaşı haline getirmek isten annem ve aynı histeki başka insanların isteklerine karşı geldim. ufku hiç değişmeyen, başınızdan hiçbir sıradışılık geçmeyecek tüm bir hayatın adeta maphustaymışcasına yavaş yavaş geçtiği biçare memleketin kaldırımına, hatta yanı başında Tuna nehri olmasına rağmen, topuğunuzdan çivilenmek, Allah'ım, bundan fena ne olabilir ki? dünya bu kadar birbirinden farklı manzaralarla dolu ve ruhumuz bu ihtişama böylesine susamış vaziyetteyken!
Yaşlı kadının dünyayı kavrayışında bir uçuk sayılabilecek bir yakınlık vardı. Ona göre "tenceren kaynarken, maymunun oynarken" hayatın tadını çıkaracaktın; başına bir dert gelirse de, eh diyecektin, ne yapalım, dünya böyle. Kafanı ona buna takıp da, o ne dedi bu ne dedi diye vıdı vıdı etmeyecektin. Tuna Nehri gibi akıp giderdi hayat; Tuna boyu türküleri de bu hüzünlü pervasızlığı, acıların üstünü kaplayan dayanma gücünü anlatırdı.
Tereddüt ve vehim iyi bir şey değil...
Sayfa 142 - RemziKitabı okudu
575 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.