Tuna Nehri boyunca yayılan ve çeşitli dini etnik unsurlarla renklenen Osmanlı Balkanları, en ilginç ve renkli tasvirlerinden birini Nobel ödüllü Sırp yazar Ivo Andric'in 'Drina Köprüsü' adlı romanında bulmuştur.
Zırhlı Fransız şövalyeleri Osmanlı ordusunun içerisine yıldırım gibi daldıklarında önce zafer naraları ile ilerlediler. Zaferi elde ettiklerini sandıkları anda yeniçeriler tarafından kuşatıldıklarının da farkna varmışlardı. Şimdi yeniçeriler amansız palalarını indirirken "Rahova Rahova-Vidin!" diye haykırıyorlardı. Böylece masum Müslümanları katletmenin ne demek olduğunu da onlara hatırlatıyorlardı. Yeniçeriler böylece yarım saat içerisinde Avrupanin bu gururlu şövalyeler topluluğunu ateş gören yağ gibi eritiverdiler. Korkusuz Jan ve birkaç arkadaşı esir edilirken Macar kralı kendini Tuna Nehri'ne atarak kurtulabildi.