Kapitülasyonlar
Osmanlı vapurlarının, Osmanlı Devleti sularında hak ettiği yeri alamamasındaki en önemli sebep yabancı şirketlerin sürdürdüğü amansız rekabetti. Kapitülasyonların sağladığı imtiyazlardan faydalanan yabancı şirketler, Osmanlı vapur şirketlerinin gelişmesini engellemişlerdi.
Sayfa 93 - AltınpostKitabı okudu
9 Temmuz’da Sultan Süleyman yine İstanbul’dan ayrıldı ve ayın 18’inde Edirne yakınlarına karargâh kuruldu. Yanında iki küçük oğlu, Mehmed Paşa, Lütfi Paşa ve her iki Beylerbeyi vardı. Tatar Hanı’na, Osmanlı ordusu ile birlikte hareket etmek üzere Boğdan’a karşı hazırlık yapması emredildi. Vlad’ın Eflaklarına da yolu ağaçlardan temizleme görevi
Sunuş
"Stoacı imparator", " Filozof imparator "gibi sıfatlarla Marcus Aurelius Antoninus Augustus'un 169 sonları 170 başlarında kuzeye, özellikle Tuna Nehri boylarındaki Germen ve Marco manisa kavimleri üzerine çıktığı seferde yazmaya başladığı ve içselleştirdiği, kendisine yön veren düşünceleri dışa vurduğu bir eser olan " kendime düşünceler", Stoacı düşüncenin en tanınmış eserlerinden biridir. Özellikle Roma Stoası açısından büyük bir öneme sahiptir.
Eğer gücüm yetseydi Nil veya Tuna Nehri'nin yatağını değiştirmem suç oluşturmazdı, keza birkaç damla kanın aktığı damara müdahale etmem de!
Sayfa 19 - Tefrika YayıneviKitabı okudu
Moğollar, Aralık 1 241'de Tuna Nehri'ni aşıp Viyana'ya doğru ilerlerken, oldukça esrarengiz bir şekilde geri çekildiler. Avrupalılara göre bu bir mucizeydi fakat Moğolların geri çekilmeleri ilahi bir müdahalenin sonucunda gerçekleşme-
mişti. Daha ziyade, Cengiz Han'ın ölümünden sonra yerine geçen oğlu Ögeday'ın ölümünden dolayı geri dönmüşlerdi. Liderleri ölürse yerine kimin geçeceğini saptamak üzere, Moğol soylularının evlerine dönmeleri gerekiyordu. Ögeday'ın oğullarından birinin kısa süreli saltanatından sonra 1251'de Büyük Han makamı, Cengiz Han'ın bir diğer torunu Mengü'ye (Möngke'ye) verildi. Mengü bir yandan Çin'in
istilasına devam ederken diğer yandan kardeşi Hülagü'yü, Abbasi Halifeliğini boyunduruğu altına alması için batıya gönderdi.
Eskiden 'Avrupa ile Osmanlı' yi iki yüz yıl ayıran medeniyet çizgisi de Tuna Nehri değil aslında vebadir !
Sayfa 20Kitabı okudu
Yazar Patrick Leigh Fermor 1935'te Tuna Nehri üzerinde, Romanya, Bulgaristan ve o zamanlar yeni palazlanan Yugoslavya'nın buluştuğu noktada yerleşik bir adaya ulaşmıştı. Adanın Adakale diye Türkçe bir adı vardı.
Tuna'nın akıntısı adayı Osmanlı'nın gerilemesine karşı korumuş olduğundan Adakale o zamanlar saf Osmanlılığın bir ileri karakolu olarak kalmıştı. Tespihler, gül reçeli, nargileler, rakı, Leigh Fermor'un para ödeme teklifini reddederken yapılan ve dikkat çekici bir Türk işareti olan kısacık bir başkaldırış, peçeler ve fesler vardı burada. Leigh Fermor'un tanımıyla, "etraflarına yırtık pırtık sarıklar gevşekçe düğümlenmiş, solgun, erik renkli fesler".
Sayfa 160 - KOTON KİTAP
"Tuna nehri akmam diyor
Etrafımı yıkmam diyor
Ünü büyük Osman Paşa
Plevne'den çıkmam diyor "
Eskiden "Avrupa ile Osmanlı'yı iki yüz yıl ayıran medeniyet çizgisi de Tuna Nehri değil aslında vebadır!"
Sayfa 20 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu