Tuncay Çelik

Tuncay Çelik
@tunceliik
MEB/Öğretmen
10 January
59 reader point
Joined on September 2023
Şu anda okuduğu kitap
Bu soylu kralın adı Cengiz Han’dı, Zamanında büyük bir ünü vardı. Hiçbir bölgenin hiçbir yerinde, Bu kadar mükemmel bir hükümdar bulunmazdı.
Reklam
Adımı dersen de Sefil Ali’yim Bir gün akıllıysam yüz gün deliyim Üstü köpüklenmiş bahar seliyim Başı pare karlı dağdan gelirim
Gün battı, ortalık karardı. Duman içinde kalmış Çukurova’nın üstüne kara bir perde indi. Gökyüzü yıldızlarla örtülüydü. Yıldızlar döşenmiş gibi üst üsteydiler. Doğudaki bir yıldız kümesi kıvılcımlanır gibiydi. Arada bir, bir yıldız akıyordu. Yıldızlar akıp, karşı dağın ardına gidiyorlardı çoğunluk…

Reader Follow Recommendations

See All
Çıktım Kozanın dağına Karı dizleyi dizleyi Yarelerim göz göz oldu Cerrah gözleyi gözleyi
Kalkıp lambayı yakmadı. Her gün karanlık kavuşur kavuşmaz yakardı. Bugün bir türlü yakmaya eli varmıyordu. Yakınca o ölüm dirim kavgasında çırpınan yüzü görecekti. Karanlıktan da korkuyordu. Ama, karanlık ışıktan daha iyiydi. Karanlık, hiç olmazsa, aralarına bir duvar gibi geriliyordu.
Sayfa 215Kitabı okudu
Reklam
160 syf.
·
Not rated
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli
8.3/10 · 99.9k reads
Evler, ağaçlar, kayalar, yıldızlar, ay, toprak ne varsa dünyada, hepsi karanlığın içine kaybolmuşlar, erimişlerdi. Usludan usuldan karanlığın üstüne yağmur çiseliyordu. Yağmurla birlikte, hafif de bir yel esiyordu. Yel, soğuk bir yeldi. Arada bir durup durup köpekler karanlığa havlıyorlardı. Sonra, yalnız bir horoz uzun uzun öttü. Vaktinden önce öten bu horozu sahibi sabahleyin erkenden mutlaka kesecektir.
Belki umuttur. Belki de bir özlemdir. Özlem sıcacıktır. Özlem bir dost, bir sevgilidir. Sarıverir insanı sıcaklığı. Memed’in kafasında, gözlünde ta iliklerine işlemiş, sarı pirinç pırıltıları vardı. Pırıltıların ötesinde kırmızı kiremitleri maviliğe yapışmış kasaba…
Çukurova yana yana ördolur Her sineği bir alıcı kurdolur Sen ölürsen yüreğime derdolur Kalk kardaş gidelim sokağa doğru.
Reklam
Bir türkü duyulur… Gecede başka türlü, gündüzde başka türlüdür. Çocuk söylerse başka tatta, kadın söylerse… Genç söylerse başka türlü olur, yaşlı söylerse… Dağda söylenirse başka, ovada, ormanda, denizde başka türlüdür. Hep ayrı ayrı tattadır. Sabahleyin başka, öğle, ikindin, akşamlayın başkadır.
Kapıya oturmuş kurar araba Bugün efkârlıyım gönlüm haraba Kitaplar getir de yeminler edem Senden gayrisine demem merhaba
Duvarın dibinde resmim aldılar Ak kâğıt üstünde tanıyın beni
326 öğeden 271 ile 285 arasındakiler gösteriliyor.