Bugün adı savaşla, cehaletle, barbarlıkla ve her türlü insanlık dışı uygulamayla anılan İslam toprakları, geçmişte inanılmayacak derecede zengin bilim faaliyetlerine ev sahipliği yapan bir yerdi. Peki noldu da bu faaliyetlerin yapıldığı birçok bilimin temelinin atıldığı bu topraklar cehaletin karanlığına daldı. Bu konuyla ilgilenenler için mükemmel bir başvuru kaynağı. Neden böyle oldu? sorusuna verilmiş en kapsamlı ve derin cevaplardan biri.
Beytül hikmedende daha öncede bölgede başlayan tercüme faaliyetlerinin nasıl müslümanlar tarafından benimsendiği, yapılan tercümeler sonrasında müslüman dünyasında ilim ve felsefe hareketlerinin nasıl yaygınlaştığı ve sonrasında nasıl yavaşlayıp yok olduğu uzun uzun ele alınmıştır.
Müslümanlar genelde bu durağanlığın sebebi olarak haçlı seferleri ve Moğol istilasını öne sürselerde müslümanların mezhep kavgasına düşmeleri, farklı mezheplere mensup kimselerin birbirinin eser ve görüşlerini itibarsızlaştırma çabaları, felsefe ve felsefe sayesinde ortaya çıkan din ve tanrı hakkındaki görüşlerin tepki çekmesi, toplumda tavır alınması ve son olarak da müslümanların artık bu faaliyetleri sponsor etmemeleri gibi çeşitli nedenler de önemli rol oynamıştır. Moğol ve haçlı istilaları da son darbeyi vurmuştur diyebiliriz.
Son olarak bu konuyla alakalı bernad lewisin hata neredeydi? Ve Aydın Sayılı hocanın geç ortaçağ İslam dünyasında ilmi tempodaki ağırlaşmanın bazı temel nedenleri makalesini de şiddetle tavsiye ederim.
Herkese iyi okumalar.