"Turing deneyi", aslında yapay zekânın tam anlamıyla neden bilinç yerine konulamayacağıyla alakalı. Çünkü yapay zekâ dediğimiz şey, düşünme fonksiyonlarının taklididir aslında; bu durumda "dolayımsal düşünme"dir. Descartes "Düşünüyorum öyleyse varım" der ve egoyu, özneyi doğrudan düşünme eylemine bağlar. Yapay zekâ üreticileri aslında farkında olmadan aynı şeyi yapıyorlar. Yapay zekâ düşünüyorsa orada bir ego olmalı fikrindeler. Ego varsa da bilinç vardır demek oluyor bu. İşte burada yanılıyorlar. Düşünüyor zannettikleri teknoloji aslında düşünmüyor ki! Bu, bildiğimiz anlamda bir düşünme değil, "machine learning"deki "learning" de öğrenme değil. Çünkü düşünen öğrenir, öğrenen de düşünür zaten. Bu tür kelimelerin aslında metaforik şekilde kullanılmaları gerekirken doğrudan kitabi alıyorlar. Chomsky, Searl gibi filozoflar bunların yanıldığını ısrarla söylüyor ama kimsenin umurunda değil tabii.
Sayfa 12 - Turkuvaz / oğuz haşlakoğluKitabı okudu
Akılcı ajan
Turing testi aslında yalnızca bir sistemin, rakibi olan bir insanın kafasını ne kadar iyi karıştırabileceğini ölçmektedir. Zaten Turing testi aslında makine vere yönelik olarak değil, makinelere de zekanın atfedilme olasılığı olduğunu gösterebilecek bir düşünce deneyi olarak tasarlanmıştır. Günümüzdeki yapay zeka araştırmalarında başarı ölçütü olarak akılcılık kullanılmaktadır. Akılcılık, çözülmesi gereken probleme uyularak tamamıyla nesnelleştirilebilir bir niteliktir. Bu sırada akılcılık hem betimleyici, yani insani performansa göre ayarlanmış hem de Kural koyucu, yani nesnel ölçütlere göre ayarlanmış olabilir. Kanıtlanması gereken matematiksel bir önerme varsa, bir yandan matematikçilerin de kullanacağı bir yöntemle bir kanıt bulmak denenebilir. Diğer bir deyişle insan düşünüşü taklit edilmeye çalışılır. Bu, eğer insanların mantıksal çıkarımlarda bulunurken yaptıkları tipik hataları ortaya koymak ya da özellikle insanlar için iyi anlaşılır kanatlar bulmak isteniyorsa uygundur.
Sayfa 40 - İnkılapKitabı okudu