Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hakan, kendi ilinden bir kadınla evlenmek mecburiyetindeydi. Emperyalizm devrinde hakanlar, ilhanlar vesair prensler ve beyler il haricinden de evlenmeyi seçtiler. Fakat bu evlenmeyi Türk töresi kabul etmedi. Çünkü töre gereğince yalnız bir eşe müsaade vardı. O da ilden olan hatundu. Türk töresine göre kadın, erkeğin tamamlayıcısı olduğundan ve bir erkeğin yalnız bir tamamlayıcısı olabileceğinden, bütün evlilikler tek eşlilik esasına dayalıydı.
Sayfa 222 - Ötüken Neşriyat
Hakan ile hatun gök ile yerin evlatlarıdır. Güneş Ana ile Ay Ata ise onların semadaki temsilcileridir. Hakanın temsilcisi Ay Ata altıncı kat gökte olduğu halde, hatunun temsilcisi olan Gün Ana göğün yedinci katındadır. Bu hal de kadının erkekten daha muhterem olduğunu gösterir.
Sayfa 221 - Ötüken Neşriyat
Reklam
Eski Türklerde kadın tabu olmadığından ve bilakis erkeğin tamamlayıcısı bulunduğundan, kadınsız hiç bir iş görülemezdi. Hükümdar emirnameleri yalnız "Hakan emrediyor ki" diye başlamışsa geçerli olmazdı. Devletlerin elçileri de, yalnız hakanın huzuruna çıkamazlardı. Hakan sağda ve hatun solda oturmak üzere, ikisinin müşterek(ortak) huzuruna çıkabilirlerdi.
Sayfa 221 - Ötüken Neşriyat
Gerek il beyi, gerek boy beyleri, ilden hiç ayrılmazlardı. Bundan başka bu beylerin otağlarında, yılkılarında, ağıllarında, ahırlarında, deve sürülerinde ne kadar servetleri varsa umumiyetle ile aitti. Türk ilinde kendine mahsus bir nevi komünizm vardı.
Sayfa 218 - Ötüken Neşriyat
Eski Türklerde millet, devleti beslemezdi, devlet milleti beslerdi. Orhun Kitabesinde Göktürk hakanı diyor ki "Zengin bir millete gönderilmedim. Türk milleti azdı, çoğalttım; açtı doyurdum. Çıplaktı giydirdim, kuşattım." Göktürkler hakana ilterez yani milleti yaşatan, ili besleyen unvanını verirlerdi.
Sayfa 215 - Ötüken Neşriyat
Özellikle Türklerin muharebeleri bütün milletlerin sulha davet(barışa çağrı) mefkuresine dayandığı için, her ne zaman mağlup taraf sulh istese, galip Türk bulunuyorsa mutlaka sulh teklifini kabul ederdi.
Sayfa 190 - Ötüken Neşriyat
Reklam
Bazı kötü niyetlilerimiz, Türklerin büyük ilhanlıklar kurmak için savaşlar açtıklarını, çok kanlar döktüklerini yazarlar. Halbuki bu büyük muharebeler, daimi olan küçük harpleri kaldırmak için yapılıyordu. Her sene aşiret kavgalarının öldürdüğü insanlar milyonlara çıkardı.
Ötüken Neşriyat
Türklerde devlet, bu il dini kadar eskidir. Çinliler merkezi bir devlet kuramıyorlardı. Tsin Türkleri milattan 245 sene evvel, il dinini oraya sokarak ilk defa Çin'de siyasi bir birlik vücuda getirdiler. Türkler bu sulh dini sayesinde Asya'nın her tarafına ve Avrupa'nın doğu taraflarına yayılarak oralardaki aşiretleri birleştiriyor, dahili sulh esasına dayalı devletler vücuda getiriyorlardı. Çin'de, Afganistan'da, Hindistan'da, Rusya'da, Macaristan'da, Bulgaristan'da devlet esasını kuran Türklerdi.
Sayfa 189 - Ötüken Neşriyat
Türk aşireti, kendini besleyen ve barındıran ırmak ile dağı kutsal tanır ve mabut(tanrı) sayardı. Sanki aşiret, ırmak, dağ birleşerek üçü kutsal bir şahsiyet olmuştu. İşte bu kutsal şahsiyete Yer-su adı veriliyordu.
Sayfa 185 - Ötüken Neşriyat
Hazarlarda hakan, dünya işlerini yilike bırakmıştı. Bu ikincisi cismani(maddi) bir reisti. Hakan ise ruhani bir reisti. Memlekette salgın hastalık, kıtlık, mağlubiyet gibi bir felaket vukuunda bu hal hakanın uğursuzluğuna bağlanırdı. Halk, memleketin felaketten kurtulması için yilike müracaat ederek hakanın idamını isterdi. Yilik de hale göre ya bazı tedbirlerle hakanı kurtarırdı yahut halka karşı mukavemet edemeyerek hakanı öldürtürdü. Bu olgu, hakanın ruhani, yilikin cismani reisler olduğunu gösterir. Hakan tabu idi. Tabu olan bir adam güneşe çıkamaz, toprağa basamaz, insanlara görünemezdi. Sarayında bir karanlık odada barınırdı. Hazar hakanı yalnız siyasi hükümdar olan yilike görünebilirdi. Bütün işler yilikin elindeydi. Bununla beraber memleketin uğradığı felaketlerden yalnız kendi sorumluydu. Yilik, her işin yapanı olduğu halde, hiç bir milli felaketten mesul değildi.
Sayfa 134 - Ötüken Neşriyat
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.