Türkiyeli Türkler Varmış!...
Kendini Elit sanmış ... Birde kızmış haaa. Kendini filim setinde sanıyor. Türkiyeli Türk demek TURAN-I Ülküsü olmayan demektir. Ortalıkta yeni yeni haritalar dolaşıyor ama haberi yok. Türkiyeli Türk "Millyetcisi" sözünün arkasında başka bir şeyler var.
Paris Akşamları
1947 yılı sonbaharında Paris'te, Sen nehri kıyısında bir ceset bulunur. Üstünden çıkan evraktan Kırımlı bir Türk olduğu, II. Dünya savaşının bâdirelerine kapılarak yurdunu kaybettiği, savaş sonunda Paris’te kaldığı ve sefil bir hayat sürdüğü anlaşılmıştır. Aşağıdaki şiir, onun cebinden çıkan şiirlerden biridir. ✍️Paris Akşamları Bu kent her
Reklam
SANATKÂR ve DÜNYA GÖRÜŞÜ...
- "Son olarak şunu sormak istiyorum. Bugün kendi sanatımız diyebileceğimiz bir vaziyet yok ortada. Çünkü kendi hazinemizin varlığını unuttuk. Onu tekrar dışarı çıkarabilecek bir şuur da yok. Ne eksiğimiz var ve bu hususta günümüz Müslüman sanatkârına ne önerirsiniz?" - "Türk-İslâm medeniyetinden süzülüp gelen değerli ve çağın sanat
BATI SANATININ BUNALIMI...
- "Peki Batı sanatının bugünkü vaziyeti nedir?" - "Batı sanatı, henüz İslâm sanatının çok uzağındadır. Batı sanatı bunalımlıdır, huzursuzdur, bir madde dengesinin ötesinde ruhi bir perişanlık ifade etmektedir. Bugün Batı sanatı, Grek ve Roma putperestliği dönemi ile birlikte içine yuvarlandığı manevi çöküntü devrinin bunalımlarını
BİZİM SANATIMIZ MUTLAK GÜZELE GÖTÜRÜR...
- "İslâm sanatında kaos yerine "Tevhid" şuuru hâkimdir demiştiniz. Yine Batı sanatı için de Tanrı’yı objede aramak “putperestliğin” özelliğidir demiştiniz. Bunun sanatkâr planına baktığımızda her biri kendi inancı ve dünya görüşünü de eserine yansıtıyor olmalı ki, biri Tevhid şuuruyla hareket ederken bir diğeri taşa tapınma
MÜCERRET SANAT ESERLERİ...
- "Peki, Müslümanın mücerret eserleri var mıdır?" - "İslâm ölçülerine bağlı kaldığı müddetçe, asla Greko-Lâtin tipinde heykel yapmayan Müslüman sanatkâr, yeri gelince, bu konuda da en mücerred eserler verebilmiştir. Klâsik bir Osmanlı mezarlığını gezenler ve dikkatle inceleyenler, mezar taşlarına bakarak "kadın" ve "erkek" kabirlerini ayırabilirler. Mezar taşını (ki, çok defa mermerdir) yontan sanatkârlar, kadının yumuşak, yuvarlak ve ince hatları ile erkeğin sert, keskin ve kalın hatlarını tecrid ederek mermere işlerlerken, gerçekten mücerredi arayan ve bulan kimseler olduklarını ortaya koymuşlardır..." (S. Ahmet Arvasi’nin “Diyalektiğimiz ve Estetiğimiz”, “İnsan ve İnsan Ötesi”, “Türk İslam Ülküsü I” eserlerinden faydalanarak Arvasi’ye İslâm sanatı ile Batı sanatı arasındaki farkları, İslâm sanatındaki tevhit mevzuunu, din ve sanat münasebetini ve güzellik kavramını hayali bir röportajda sordum. M. Taha İnci, barandergisi.net/roportaj, 18 Mayıs 2024)
Reklam
215 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.