Çünkü Türkiye, yıllar önce bir yazarın söylemiş olduğu gibi bir "orta zekâlılar cenneti"ydi. İleri zekâ da, geri zekâ kadar tehlikeliydi bu ülkede. Ama zekâ için geçerliydi bu durum; kurnazlık için değil elbette. Kurnazların yolu sonuna kadar açıktı.
Sayfa 317 - Doğan KitapKitabı okuyor
Halkı açlığa terk etmek ve üretim dışına itmek, aslında kendi halkına terör uygulamaktan başka bir anlam taşımaz. Yani halk açlık terörü ile baş başa kalmaktadır. Toplum, dilenci bir toplum haline dönüştürülerek ve sadaka ile geçimini sağlamaya zorlanarak iftar çadırlarında günübirlik karnını doyurma durumuna düşürülmekteyse, düşünme ekseninden kaydırılmış olmaktadır. Dini irtica, Ramazan gibi kutsal değerler de kullanılarak, tüm ülke genelinde iftar çadırlarına sokulmuş ise, emperyalizmin ılımlı İslam baskılaması altına alınmış ve bu yaşam biçiminin eylemli hale dönüştürüldüğü kabul görmüş demektir. Ülke, laik bir ülke konumundan fiilen çıkarılmak üzeredir.
Reklam
Bir takım şeyhlerin dedelerin seyyidlerin çelebilerin babaların emirlerin arkasından sürüklenen ve yargılarını yani kaderlerini, canlarını,falcıların, büyücülerin, üfürükcülerin oluşturduğu bir topluluğa uygar bir ulus gözüyle bakılabilir mi? Ulusumuzun gerçek niteliğini yanlış bir yolda gösterebilen ve yy' larca göstermiş olan bu gibi adamların yeni Türkiye Devletinde, Türkiye Cumhuriyetinde daha da çalışmalarına göz yumulmalı mıydı buna önem vermemek ilerleme ve iyileşme adına en büyük yanılgı olmaz mıydı? Bu nedenle biz yasadan yararlandik bu tarihsel yenilgiyi yaşamamak için ulusumuzun alnını açık göstermek için ortacağ anlayışımızın olmadığını kanıtlamak için yararlandık.
Bâtında Türkiye, toprak altında pişen bir maden gibi derin ve gizli bir oluş halindedir ve bu zamana kadar takip ettiği tarihi seyr, ilâhî kaderden bir haberci olarak, ebediyet dâvasını kurtarma ve yeryüzüne nakşetme işinin yine Türk'e nasip olacağını veya böyle olmak gerektiğini göstermektedir...
Sayfa 164 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okuyor
"Artık Türkiye, din ve şeriat oyunlarına sahne olmaktan çok yüksektir. Bu gibi oyuncular varsa, kendilerine başka taraflarda sahne arasınlar."
Bir Kürt'e Türk demek veya onu Türkleştirmeye çalışmak Kürt sorunudur. Çünkü Kürtler de tarihleri binlerce yıl öncesinden Mezopotamya'ya yani bugünkü Kürdistan coğrafyasına dayanan kadim bir halktır. Zaten dilleri de farklı dil grubundandır. Kürtçe, Hint Avrupa dil grubundan, Türkçe ise Ural Altay dil grubundandır. Sadece bu bile iki
Sayfa 68 - Dipnot YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Kurtuluş Savaşı sırasında "Kürt ve Kürdistan beyleriyle.", "Ellerinden öperim." diye mektup kaleme alan Mustafa Kemal'den eser yoktur artık. Ya da 1922'de İzmit'te yerel bir gazeteye verdiği demeçte "Tabii ki Kurtuluş Savaşından sonra Kürtlere hak ettikleri şekilde kendi bölgelerinde özerklik
Sayfa 59 - Dipnot YayınlarıKitabı okuyor
Türkiye gibi kimlik sorunlarıyla cebelleşen ülkelerde insanlar, ne okuduklarından ziyade neyi okumayı reddettiklerini konuşuyorlardı. Dolayısıyla okumadıkları kitaplan/yazarlan tartışmaya daha çok zaman harcıyorlardı.
80 syf.
·
Not rated
·
Liked
Türkçülüğün Babası "Ziya Gökalp"
Biz Türkler, çağdaş uygarlığın akıl ve bilimiyle donanımlı bir şekilde "Türk İslam" kültürünü yaratmaya çalışmalıyız. Aruz sizin olsun, hece bizimdir, Halkın söylediği Türkçe bizimdir, "Leyl" sizin, "şeb" sizin, "gece" bizimdir, Değildir bir ma'na üç ada muhtaç. Milli Edebiyat Dönemi'ni
Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak
Türkleşmek İslamlaşmak MuasırlaşmakZiya Gökalp · Akvaryum Yayınları · 20133,065 okunma
Lübnan-İsrail Antlaşmasından Sonraki Gelişmeler
Ateşkesin devamı güçlükle sağlanıp taraflar her an yeni bir çarpışmanın başlamasından endişe ederken Canpolat,Barışgücünün yeniden oluşturulması ve A.B.D. yerine Türkiye,Yunanistan gibi başka ülkeler askerlerinin bu kuvvete katkıda bulunmasını istediklerini ifade ediyordu.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.